5 Eylül 2017 Salı

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot





“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durumun Avrupa’daki şarap üreticileri arasındaki rekabeti artıracağını söylüyor. Peki bu hangi aşamaya kadar çıkarılabilir? Bu sorunun cevabını öğrenmek için şimdi Portekiz’e gidiyoruz.”
60 hektar büyüklükteki bu üzüm bağında bilim insanları ilginç bir robotu test ediyor.
Bu aygıt üzerindeki akıllı sensörleri sayesinde tarla içerisinde gezebiliyor, konum belirliyor ve bilgi topluyor.
Üzerinde bulunan tek bir kamerayla asmaların boyutunu tespit edebiliyor. Bunun yanında üzüm salkımlarını tanımlayarak fotoğraflarını çekiyor ve bu sayede bağın son durumu hakkında rapor hazırlayabiliyor.
Andre Barriguinha, Ziraat Mühendisi, Agri-Ciencia: “Bu robot tarla içerisinde kendi kendine gezebiliyor. Topladığı görseller bir havuz içerisinde kaydediliyor. Sistemdeki algoritma bu verileri topluyor. Daha sonra üzüm bağının farklı noktalarındaki verimliliği gösteren bir harita çıkarıyor.
Avrupa araştırma projesinde görevli bilim insanları bu prototip robotu üzüm yetiştiren çiftçilerle birlikte geliştiriyor.
Robot tarlanın verdiği mahsulü sadece yüzde 10-15 oranında bir sapmayla tespit ediyor. Çiftçiler bu sayede gelecekteki üretim miktarını önceden tespit edebiliyor.
Pedro Sereno, Üzüm yetiştiricisi, Encosta Do Sobral: “Üzüm bağımız çok farklı sonuçlar verebiliyor. Tarla inişli çıkışlı bir arazi üzerine kurulu ve aldığımız mahsul her zaman değişiyor. Bu robot sayesinde tarladaki belirli bölgelerin ihtiyaçlarını belirliyor ve ona göre toprağın ihtiyaçlarını gideriyoruz. Aynı zamanda verimliliği de öngörebiliyoruz.”
Araştırma görevlileri robotu sağlam, taşınabilir ve kullandığı yazılımı açık kaynaklı olarak geliştiriyor.
Bilim insanları “bağ bozumu tahmini” adını verdikleri bu uygulamanın Avrupa’da bu alandaki rekabeti artırmayı amaçlıyor.
Carlos Lopes, Ziraat Mühendisi, Lizbon Üniversitesi: “Tarlasını iyi tanıyan çiftçiler, gözleme ve tecrübeye dayalı bir bilgiye sahiptir. Bu bilgi daha çok gözleme dayalıdır. Bu teknoloji bunun bir adım ötesine giderek her bir bitkinin ne kadar ne ne kalitede mahsul vereceğini tespit edebiliyor. Üzüm bağı hakkında elde edilen veriler bu sayede çok daha doğru oluyor. Elbette ideal yaklaşım hem tecrübeye dayanan hem de bu teknoloji yoluyla elde edilen verileri birlikte analiz etmek.”
Bu üzüm bağından geçen sene 17 farklı çeşitte 450 bin şişe şarap üretilmiş. Çiftçiler bu robot sayesinde sezon boyunca elde ettikleri mahsulü listeleyip üretimlerini artırdıklarını söylüyor.
Pedro Sereno, Üzüm yetiştiricisi, Encosta Do Sobral: “Örneğin robottan elde ettiğimiz veriler üzümlerin erken olgunlaşacağını haber veriyor. Böylece erken hasat yapıp daha kaliteli şarap üretebiliriz. Diğer üzümlerin de yavaş yavaş en üst olgunluk seviyesine gelmesini bekleriz.”
Şu anda bu robotun maliyeti 30 bin Euro’yu buluyor. Araştırmacılar ise iki ila dört yılda robotu piyasaya sürmeyi öngörüyor.
euronews

3 Eylül 2017 Pazar

Şarap tüketiminde şampiyon kim?



wine ile ilgili görsel sonucu

Dünyada en çok şarap tüketilen ülkelerin listesi açıklandı. Peki Türkiye listede kaçıncı sırada?


Dünyada kişi başına en fazla şarap tüketilen ülke Fransa. Konu hakkında düzenli araştırmalar yürüten Wine Institute adlı kuruluşun 2012 yılı verilerine göre Fransızlar yılda ortalama 44,2 litre şarap içiyor. Araştırmaya göre aslında en fazla şarap tüketilen ülke Vatikan. Sadece 836 kişinin yaşadığı Vatikan’da kişi başına yıllık şarap tüketimi 73,78 litre görünüyor. Ancak sıralamaya sadece nüfusu 300 binin üzerindeki ülkeler alınmış olduğundan Fransa, kişi başına şarap tüketiminde ilk sırada yer alıyor.
Sıralamada Fransa’nın ardından ilk 5’te sırasıyla Slovenya (43,27 litre), Hırvatistan (42,59 litre), Makedonya (41,54 litre) ve Portekiz (40,93 litre) yer alıyor. Sıralamada İtalya 7, Yunanistan 10, Almanya 13, İspanya 18, İngiltere 20, Kıbrıs 31, ABD 40, Rusya 45, Japonya 65, Brezilya 71, Çin ise 73’üncü sırada bulunuyor.
Müslüman nüfusun çoğunlukta ülkelere gelince; Bosna kişi başına 10,71 litrelik tüketimle 39’uncu sırada yer alıyor. Sıralamada Azerbaycan 41, Tunus 46, Arnavutluk 48, Lübnan 56, Özbekistan 59, Cezayir 67, Kazakistan 69, Fas 78, Katar 87, Bahreyn 90, Kosova ise 114’üncü sırada gösteriliyor.
Türkiye'deki tüketim
Türkiye ise toplam 171 ülkedeki şarap tüketimin mercek altına alındığı listede 116’ıncı sırada görülüyor. Türkiye’de nüfusa orantılı olarak kişi başına yıllık şarap tüketiminin sadece 0,18 litre olduğu belirtiliyor. Türkiye dünyanın en fazla üzüm üreten 6’ıncı ülkesi konumunda. Geçen yıl 4,01 milyon ton üzüm üreten Türkiye, bu rekoltenin sadece yüzde 11’ini şarap üretiminde kullanıyor. Türkiye’de şarap büyük ölçüde ülkenin üç büyük kentinde (İstanbul, Ankara, İzmir) ve turistik merkezlerde tüketiliyor. En çok tüketilen alkollü içki olan biranın ardından geliyor. Türkiye’de 2016 yılında 51,3 milyon litre şarap(ithal tüketim dahil) tüketildi. Tüketilen şarapların yüzde 97’sini yerli şaraplar oluşturuyor.
Deutsche Welle

2 Eylül 2017 Cumartesi

Avrupa’nın en fazla alkollü içki tüketen ulusu hangisi?


wine beer spirits ile ilgili görsel sonucu

Avrupa’nın en fazla alkollü içki tüketen ulusu, son yayınlanan bir araştırmanın verilerine göre Litvanyalılar.
Litvanya halkının, bu ülkede tüketilen içkilerdeki alkol oranı hedeflenerek yapılan hesaplamada, 2016 yılında ortalama 18.2 litre alkol tükettiği ortaya çıktı.
Buna göre Litvanyalılar, günde 2 buçuk, yılda da 910 adet büyük bardak bira ya da aynı miktarda yarım şişe şarap tüketiyorlar.
Avrupa’daki genel trendin tersine alkol tüketiminin gün geçtikçe arttığı Litvanya’da hükümet, alkollü içkilerin pazarlama olanakları, fiyatı ve erişilebilirlikleri ile ilgili tedbir almak zorunda kalıyor.
Örneğin hükümet bir süre önce alkollü içkilere uygulanan tüketim vergisini artırırken petrol istasyonlarında satılmasını da yasakladı.

Euromonitor International verilerine göre 2015 yılında tüketim geriledi.
Ancak 2016 yılında bu oran yeniden artarak 2003-2005 ortalamasının 3.3 litre üzerine çıktı.
Komşu ülkeler Letonya, Estonya ve Polonya’da olduğu gibi Litvanyalılar da bira tüketiminin yüzde 90’ını evlerinde gerçekleştiriyorlar.
Yunanistan, İrlanda, Malta, Portekiz ve İspanya’da ise insanlar, tükettikleri biranın ortalama yüzde 60’ı için barları tercih ediyorlar.
Litvanya’da özellikle erkekler üzerinde yapılan anket sonuçları, alkol tüketmeyi, gündelik sorunlardan uzaklaşmak için tercih ettiklerini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü verileri alkol tüketiminin Litvanya’da artarken Avrupa Birliği ülkelerinde azaldığını gösteriyor.
Buna rağmen Avrupa’da dünyanın diğer bölümünün tamamında tüketilen alkol miktarının iki katı tüketiliyor. Avrupa Alkol Politikaları Birliği genel sekreteri Mariann Skar, Avrupa Birliği’ni alkolün zararları konusunda toplumları daha fazla bilinçlendirmeye davet etti.
Skar’ın Avrupa Birliği’ne yaptığı çağrıda alkollü içeceklerin ambalajlarının üzerinde, ürünün içerdiği maddelerin tıpkı diğer sıvı içeceklerde olduğu gibi yazılı olması gerektiğini vurguluyor.
Bira sektöründeki üreticilerin bunu kabul ettiği ve 2017 yılına kadar piyasadaki ürünlerin yüzde 60’ında bu tür ambalajların olacağı ancak şarap üreticilerinin bunu kabul etmeye yanaşmadıkları belirtiliyor.
Avrupa kıtasında içkilerdeki alkol oranı hesaplanarak oluşturulan verilere göre 2016 yılında yıllık alkol tüketimi 10.3 litre. Bu oran Güneydoğu Asya’da 4, Afrika’da 6 ve Amerika kıtasında da 8.2 litre.

Deutsche Welle



İngiliz basınının 'prosecco dişlere zararlı' haberi İtalya'yı kızdırdı


İngiliz basını, İtalya'ya özgü bir köpüklü beyaz şarap türü olan prosecconun dişlere zarar verdiğini yazınca İtalyanların öfkesiyle karşılaştı.
İngiliz Daily Mail ve Guardian gazeteleri hafta başında prosecconun dişlere zarar verdiği yönünde haberler yayımladı. Daily Mail, diş hekimlerinin yüksek şeker oranı nedeniyle prosecconun zararlarına karşı uyardığını, özellikle de kadınların risk altında olduğunu yazdı.
Guardian da, "Dişlerinizi korumak ve diğer 6 sebep için proseccoyu bırakın" başlıklı bir makale yayımladı. Zoe Williams imzalı makalede, alkol, asidite ve şeker oranının yüksekliği nedeniyle prosecconun diş minesini aşındırdığı, dişlerde oyuklar oluşturduğu ve diş eti çekilmesine yol açtığı belirtildi.
Esprili bir dille prosecco içmemek için 6 sebep daha sıralayan Williams, bunların arasında prosecco sonrası yaşanan akşamdan kalma halinden hoşlanmamasını da saydı.
Ardından Times gazetesi de benzer bir habere yer verdi.

'Sen ucuz prosecco içmişsin'

İngiliz basınındaki bu haberler sosyal medyada yayılınca İtalyanlardan tepki yağmaya başladı. İtalyan Twitter kullanıcıları, Guardian yazarı Zoe Williams'a, "Sen ucuz prosecco içmişsin, gerçek prosecco böyle etki yaratmaz" , "Umarım yalan söylediğin için kovulursun", "Yeteneksiz bir gazetecisin, ancak hava durumu yazmana izin verilmeli" gibi mesajlar yazdı.



'Arkasında bira lobisi var' iddiası
Il Messaggero gazetesi, haberlerin ardında "bira lobisinin" bulunduğu iddiasına yer verdi.
Libero gazetesi, Guardian'ın haberini hedef alarak "Dezenformasyon mu yoksa kötü İngiliz espri anlayışı mı?" diye sordu.
Corriere della Sera da "Şarap dünyasında da yalan haber yapılıyor. Bunun son örneği Büyük Britanya'dan geldi" dedi. Corriere, bu haberlerin Brexit sonrası ithal ürünlere karşı yürütülen bir kampanya olup olmadığını da sorguladı ve "Prosecco, Londra ile Avrupa'nın geri kalanı arasındaki zorlu ticaret ilişkilerinin sembollerinden biri haline geldi" diye yazdı.
Gazete, İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın geçen Kasım ayında İtalya ile prosecco atışması yaşadığını da hatırlattı. İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Carlo Calenda, İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından uygulanacak ticaret kurallarını görüşürken Boris Johnson'la aralarında geçen bu atışmayı şöyle aktarmıştı:

"(Boris Johnson) özet olarak 'İnsanların serbest dolaşımını istemiyorum ama ortak pazar istiyorum' dedi. Bense 'Asla olmaz' dedim. Bunun üzerine Johnson 'O zaman daha az prosecco satarsınız' dedi. Ben de 'Siz de daha az fish and chips (balık ve patates kızartması) satarsınız, ama ben yalnızca bir ülkeye daha az prosecco satarım, sizse 27 ülkeye daha az satarsınız' dedim."


Euronews

10 Ağustos 2017 Perşembe

Dev bira birleşmesi



Anadolu Efes ile AB InBev, Rusya'da yeni şirket kuruyor

Anadolu Efes ile AB InBev, Rusya ve Ukrayna'daki operasyonlarını birleştiriyor. Yarı yarıya ortak olunacak "AB InBev-Efes" isimli şirket ile pazar liderliği hedefleniyor.   



Anadolu Efes ve Belçika merkezli Anheuser Busch InBev (AB InBev), şirketlerin Rusya ve Ukrayna'daki operasyonlarının yarı yarıya ortaklıkla birleşmesine yönelik bağlayıcı olmayan bir anlaşmaya vardı.
Anadolu Efes'ten KAP'a yapılan açıklamada bağlayıcı olmayan anlaşmanın, AB InBev'in SABMiller ile 2016 Ekim'de birleşmesinin bir parçası olarak Anadolu Efes'in yüzde 24 hissesine sahip olmasının sonrasında gerçekleşti.
Açıklamada, işlemin "due diligence" sürecinin tamamlanmasına ve Rusya ve Ukrayna'dan alınacak yasal onaylara tabi olduğu kaydedildi.
Şirketlerin Rusya ve Ukrayna'daki operasyonlarının birleşmesi sonucunda hem Anadolu Efes'in hem de AB InBev'in bu pazarlardaki rekabetçi konumlarının güçleneceğinin belirtildiği açıklamada, "Bu sayede ürünleri daha fazla büyüme potansiyeline sahip olacaktır. Bu birleşme ile tüketiciler için daha geniş bir marka portföyü ve bira çeşitliliği sunularak Rusya ve Ukrayna bira pazarlarında lider konumda olmak amaçlanmaktadır" denildi.

Oyak Yatırım'dan Melis Pocar, bu sabahki notunda birleşmenin Rus bira pazarında ikinci sırada olan Anadolu Efes'in pozisyonunu güçlendirecek olması nedeniyle pozitif olduğunu söyledi. Pocar, Rus bira pazarında Carlsberg'in yüzde 32, Efes Rusya'nın yüzde 16, Heineken'in yüzde 13, Inbev'in ise yüzde 12'lik pazar payına sahip olduğunu belirtti.
Şirketin adı "AB InBev-Efes" olacak
Açıklamaya göre, birleşmiş şirketin isminin AB InBev-Efes olması planlandığı belirtilerek, "Bununla birlikte, Anadolu Efes ve AB InBev'in yönetim kurulunda eşit sayıda üye ile temsil edilecek olup, şirketin yönetim kurulu başkanı ise şu an aynı zamanda Anadolu Grubu ve Anadolu Efes yönetim kurulu başkanı olarak görev yapan Tuncay Özilhan olacaktır" ifadeleri yer aldı.
Hem Anadolu Efes hem de AB InBev, AB InBev Rusya ve Ukrayna'daki mevcut operasyonunun başkanı Dmitry Shpakov'u AB InBev-Efes şirketinin CEO adayı olarak ve Efes-Rus'un şu anki genel müdürü Roy Cornish'i şirketin CFO adayı olarak aday göstermek için prensipte anlaştı.
İşlemin tamamlanmasının ardından, birleşmiş şirketin finansallarının Anadolu Efes'in finansallarına tam konsolide edileceği belirtilen açıklamada, "Bunun sonucu olarak da AB InBev Rusya ve Ukrayna operasyonlarını konsolide etmeyi durdurarak bu işlem sonucunda oluşan yatırımını özkaynak yöntemi ile muhasebeleştirmeye başlayacaktır" denildi.
Süreç 2018'in ilk yarısında tamamlanacak
Hem Anadolu Efes hem de AB InBev'in bağlayıcı anlaşmalar üzerinde çalışmalara başlayacağı ve ilgili duyuruların süreç dahilinde yapılacağı belirtilen açıklamada, sürecin 2018 yılının ilk yarısında tamamlanmasının öngörüldüğü ifade edildi.
İşlemin tamamlanmasına kadar ise hem Anadolu Efes'in hem AB InBev'in Rusya ve Ukrayna'daki faaliyetleri her zamanki gibi ve ayrı devam edecek.
Tuncay Özilhan: Potansiyel büyüme fırsatlarını yakalamamızı sağlayacak 
Özilhan konuyla ilgili olarak KAP açıklamasında "AB InBev ile olan ilişkimizi daha da güçlendirmekten memnuniyet duyuyor, ilgili pazarlardaki operasyonlarımızın, uzmanlıklarımızın ve en iyi uygulamalarımızın birleşmesi potansiyel büyüme fırsatlarını yakalamamızı sağlayacak olmakla beraber hem Anadolu Efes hem AB InBev hissedarlarına önemli bir değer katacağına inanıyoruz" dedi.
Carlos Brito: Birleşmenin tamamlanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz
AB InBev İcra Kurulu Başkanı Carlos Brito ise, "AB InBev ve Anadolu Efes'in stratejik ortaklığını ilerletmek için önemli bir adım olmakla beraber ve Rusya ve Ukrayna'daki tüketicilere geniş bir yelpazede bira seçenekleri sunmak için bu başarılı birleşmenin tamamlanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz" dedi.
Dünya Gazetesi

Oktoberfest'te QR kod ile ödeme başlıyor




Oktoberfest 2017 ile ilgili görsel sonucu

Bu yıl Almanya'da 184.sü düzenlenen Oktoborfest kapsamında ilk defa dijital ödeme teknolojisi QR kodlu cep telefonlarıyla alışveriş yapılacak.

Almanya’nın ve aynı zamanda dünyanın en büyük halk şenliği olarak bilinen Oktoberfest Bira Bayramı, Münih’te 16 Eylül Cumartesi günü başlıyor. Bu yıl 184. kez düzenlenen bira bayramında ilk defa, içilen biralar dijital ödeme teknolojisi QR kodlu cep telefonlarıyla ödeme yapılabilecek. Cep telefonlarına ‘Blue Code’ App yükleyenler mobil teknolojiden faydalanabilecek.
Avrupa’da giderek büyük ilgi gören dijital ödeme, nakit para kullanımını azaltıyor. Münih kent merkezine yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta olan Theresienwiese meydanında 42 hektar alana kurulan toplam 37 çadırda, her yıl ortalama 6 milyon litre bira tüketiliyor.
Bu yıl bir litrelik bardaklarda satışa sunulan (maas) bira fiyatı 10,60- 10,95 Euro.
YILDA 5,5 MİLYON ZİYARETÇİ
Dünyanın dört bir yanından 5,5 milyon ziyaretçi çeken Oktoberfest, 10 binden fazla kişiye de istihdam sağlıyor. Bira bayramı Münih’te 3 Ekim Salı günü sona eriyor.
Bu yıl Avrupa’da yaşanan terör saldırıları nedeniyle bira bayramın yapıldığı meydanın etrafı tel örgüyle çevriliyor. Oktoberfest'i ziyaret edenler giriş ve çıkış noktalarında güvenlik personeli tarafından aranacak. Şenlik yerine gelen ziyaretçilerin beraberinde büyük çanta getirmemeleri isteniyor.
Almanya’nın diğer büyük kentlerinde meydanlarda ve büyük eğlence yerlerinde Oktoberfest kutlamaları Eylül ayının başında başlıyor. Tüm şehirlerde güvenlik önlemleri had safhada olacak.
DHA

9 Ağustos 2017 Çarşamba

AB Ülkeleri 2016 Yılı Bira Üretim - İthalat ve İhracat Verileri




Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2016 yılında 39 milyar litre bira üretildi. Bu rakam 2015 yılından 400 milyon litre daha fazla. AB bira üretimi, kişi başına 76 litreye ulaştı.
Bu verilere ek olarak 2016 yılında 900 Milyon litre, alkolsüz ve/ya alkolü % 0,5 den daha az olan bira üretildi.
AB'de üretilen alkol içeren biranın üçte ikisi, altı üye devletten geldi.
Almanya 8,3 milyar litrelik bira üretimle (AB toplam üretiminin % 21'i) 2016 yılında listenin başında yer aldı. Diğer bir deyişle, AB'de üretilen alkol içeren her biranın bir tanesi Almanya'dan.
Birleşik Krallık 5.1 milyar litre bira üretimiyle ikinci,  (AB toplam üretiminin % 13’ü), Polonya, 4.0 milyar litre ile üçüncü  (AB toplam üretiminin % 10’u), İspanya,  3.7 milyar litre ile dördüncü (AB toplam üretiminin % 9’u), Hollanda, 2.6 milyar litre ile beşinci (AB toplam üretiminin % 7’si) ve Belçika 2.3 milyar litre bira üreterek altıncı (AB toplam üretiminin % 6’sı) sırada yerini almış görünüyor. 






 AB’nin en büyük bira ihracatçısı ise Hollanda
Hollanda 2016 yılında alkol içeren 1.9 milyar litre bira ihraç etti. ​​Almanya 1.7 milyar litre, Belçika 1.5 milyar litre, Fransa 0.7 milyar litre bira ihraç ederek, AB üyesi ülkelerin bira ihracat listesinde ki yerlerini aldı. 2016 yılında İngiltere ise 0,6 milyar litre bira ihraç etmiştir.

AB ülkelerinin en çok bira ihraç ettiği ülkeler


AB üyesi ülkelerin en çok bira ihracatı yaptığı ülkelerin başında 1,1 milyar litre ile ABD geliyor. Ardından sırasıyla 525 milyon litre ile Çin, 202 milyon litre ile Kanada, 117 milyon litre ile Güney Kore, 113 milyon litre ile İsviçre, 101 milyon litre ile Tayvan geliyor.






AB ülkelerine  ithal edilen  biralar


Meksika biraları AB ülkeleri arasında en çok ithal edilen bira. AB ülkelerine Meksika birası 179,5 milyon litre ithal ediliyor. AB ülkelerine, Sırp birası 46,9 milyon litre, Belarus birası 20,6 milyon litre,  Çin birası 16,4 milyon litre, Rusya birası 11,6 milyon litre ithal edilmektedir. 

Eurostat

28 Temmuz 2017 Cuma

Haftada bir kaç kadeh içki 'şeker hastalığı riskini azaltıyor'


İçki içen bir grup

Danimarka'da yapılan bir araştırma haftada üç ya da dört kadeh alkollü içki içenlerin, Tip 2 diyabet hastalığına yakalanma ihtimalinin hiç içmeyenlere kıyasla daha az olduğunu ortaya koydu.
Alkollü içkiler arasında da muhtemelen kan şekerini dengeleme rolü gördüğü için şarap daha faydalı bulunmuş.
Diabetologia adlı diyabet uzmanlık dergisinde yayımlanan araştırma, 70 bin kişinin alkol tüketimi ve ne sıklıkta içtikleri gözlemlenerek hazırlanmış.
Ama uzmanlar bu araştırmayı tavsiye edilen miktarların üzerinde içmek için bir bahane olarak görmemek gerektiğine özellikle dikkat çekiyorlar.
Araştırmayı yapan ekibin başkanı Güney Danimarka Üniversitesi Ulusal Kamu Sağlığı Enstitüsü'den Janne Tolstrup "İçki içmenin sıklığının alınan alkolün miktarından bağımsız bir etkisi olduğunu bulduk" diyor.
"Bir haftada içtiğiniz içkiyi bir defada değil dörde bölerek içtiğinizde daha faydalı olduğunu gördük."
5 yıl devam eden araştırmayı takiben, katılımcılar kontrolden geçirildiğinde 859 erkek ve 887 kadında Tip 1 ya da daha yaygın olan Tip 2 diyabet çıktığını tespit etmiş.
Hastalığın ortaya çıktığı deneklerin içki alışkanlıkları incelendiğinde, haftada üç ya da dört defa ölçülü bir şekilde alkol alanlarda diyabet hastalığı oranının haftada bir gün içenlere göre, kadınlarda yüzde 32 erkeklerde yüzde 27 daha az olduğu görülmüş.



Çeşitli içkiler
Araştırma bütün alkollü içkilerin aynı etkiyi yapmadığını da ortaya çıkardı.
Şarap, özellikle de kırmızı şarabın, içindeki polifenoller sayesinde kandaki şeker düzeyini dengeleyici bir etkisi olduğu ve bu nedenle bilhassa daha yararlı olduğu düşünülüyor.
Biraya gelince... Haftada bir ila altı bira içen erkeklerin, haftada birden az bira içenlere göre diyabet riskini yüzde 21 azalttıkları anlaşılıyor ama kadınların riskinde bira bir fark yaratmamış.
Bu arada alkolü yüksek votka, viski, rakı gibi içeceklerin yüksek miktarda alınması kadınlarda diyabet riskini önemli ölçüde artırırken, erkekleri etkilemediği görülüyor.
Bu konudaki diğer araştırmalardan farklı olarak bu çalışma bir defada aşırı içmenin şekerle bağlantısı konusunda bir bulguya varmadı.
Profesör Tolstrup bunun, katılımcıların çok azının bu tür aşırı içki tüketimi bildirmesi nedeniyle olabileceğini düşünüyor.
Aşırı içki tüketimi bir defada beş ölçü ya da üzeri alkollü içki içmek olarak tanımlanıyor.

Alkolün etkisi

Buna karşılık bir çok uzman bulguların ilginç olduğunu ama alkol tüketiminin bir kişi üzerindeki etkisinin bir diğer kişiden farklı olacağını, bu nedenle bunun alkol tüketimi için bir "yeşil ışık" olarak algılanmaması gerektiğini söylüyorlar.
Araştırmanın ortaya koyduğu bulgulara göre kadın ya da erkek bir kişinin haftalık alkol tüketiminin 14 üniteyi geçmemesi gerekiyor. Bu da aşağı yukarı 6 adet 50lik bira ya da 10 kadeh alkolü çok yüksek olmayan şarap demek.
İdeal olarak bunun üç ya da dört güne yayılarak tüketilmesi ve arada bazı günler alkol alınmaması en iyi sonucu veriyor.
Profesör Tolstrup ve ekibi aynı araştırmayı alkolün başka hastalıklara etkisini anlamak için de kullanmış.
Aynı şekilde üç dört gün ölçülü alkol almanın kalp hastalıkları ve inme riskini de azaltan bir etkisi olabileceği sonucuna varmışlar.
Fakat alkollü içkiler mide ve bağırsak hastalıkları, siroz ve pankreatit riskini artırıyor.
Profesör Tolstrup "Alkolün 50 farklı hastalığın riskini artırıcı etkisi olduğu düşünülüyor o nedenle, araştırmamızın sonucunu 'haydi hep beraber içelim' mesajı gibi algılamamak gerekir" diyor.
BBC

İsrail’de 1600 yıllık taş şarap cenderesi bulundu.



İsrail’de 1600 yıllık taş şarap cenderesi bulundu

Güney Negev Bölgesinde çalışmaları yöneten Arkeolog Yoram Haimi, 1600 yıllık taş şarap cenderesinin kalıntılarını gün ışığına çıkardı.Erken Bizans döneminde Negev şarapları, butik şarap olarak nitelendirilir ve çevrede büyük beğeni toplardı. Keşiften sonra şarapların o dönemde nasıl yapıldıklarını öğrenmek mümkün oldu.

Haimi’nin ekibinin Yerhuam’daki Yeşiva öğrencileri ile birlikte yaptıkları kazıda 40x40 metre boyutlarında bir şarap cenderesi, üzüm suyunun posasında ayrıştığı çukuru ve 6500 litre kapasiteli mayalanma havuzu bulundu.

Sobibor Temerküz Kampında yaşananları ortaya çıkarmak için Polonya’da da kazı çalışmalarını yöneten Haimi, Negev’de buldukları şarap imalat kompleksi ile ilgili yerel yönetimin vereceği kararı bekliyor. Haimi, basına verdiği demeçte ‘büyük ihtimal halka açılır’ dedi.

O dönemlerde şarap yapımının insan emeği ile gerçekleştiğini ifade eden Haimi, işçilerin üzümlere basa basa suyunu çıkardıklarını, çıkan suyun üste çıkarak posanın dibe çöktüğü bir yere aktarıldığını anlattı.

Çıkan duru su, çoğu Yahudi’nin çocukluk günlerinde Seder sofralarında içtikleri alkolsüz Tirush’u idi.

Bölgede şarap imalatı altıncı yüzyılda yaşanan veba salgınıyla inişe geçmişti. Arap istilası ve Bizans döneminin sona ermesiyle durdu.

İsrail Eski Eserler Otoritesi Anat Rayuk, öğrencilerin bu tür arkeolojik çalışmalarda yer almalarının hem yazı değerlendirmek, hem de eğitimleri açısından önemli bulduklarını dile getirdi.  

Şalom             

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Fransa'da şarap üretimi iklim şartlarının tehdidi altında




Dünyaca ünlü Fransız şaraplarında 2017 rekoltesinde büyük düşüş bekleniyor.

Özellikle ülkenin batısında bulunan bağlar yıl içinde beklenmedik derecede şiddetli soğuğa maruz kaldı. Bu da öncelikle Bordeaux şaraplarının etkilenmesi anlamına geliyor. Ancak diğer bölgeler de soğuktan payını almış durumda:
“Jura bölgesindeki kayıp bağların olduğu noktalara göre değişmekle birlikte yüzde 40 yüzde 60 civarında olacak. 18-20 Nisan tarihlerindeki donlar henüz filiz aşamasındayken kayıplara yol açtı.” (Jean Pierre Pignier, üzüm üreticisi)
Hesaplamalara göre 2017 mahsulü yakın tarihin en alt seviyelerinde kalacak. Fransız Tarım Bakanlığı’na göre de toplam üretim geçtiğimiz yıla göre yüzde 17 oranında düşecek. Bu seviyede bir gerileme daha önce yine dondurucu soğuklar sebebiyle 1991 yılında yaşanmıştı.
Euronews

Kırım’da uluslararası şarap festivali açıldı

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...