5 Aralık 2011 Pazartesi

Bağ alanlarının büyüklüğüne göre ilk üç sırayı; İspanya, İtalya, Fransa oluşturmaktayken, Türkiye bu ülkelerin ardından dördüncü sırada yer almaktadır.

DÜNYA BAĞCILIĞI 
FAO’nun 2003 yılı verilerine göre dünyada toplam 7 518 111 ha alanda bağcılık yapılmaktadır. Üzüm üretimi de 60 883 454 tondur. FAO’nun verileri incelendiğinde son 5 yıl içerisinde dünya bağ alanları % 1.65 oranında arttığı görülmektedir. Alan olarak ilk üç sırayı; İspanya, İtalya, Fransa oluşturmaktayken, Türkiye bu ülkelerin ardından dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’yi A.B.D, Çin, İran, Romanya, Portekiz ve Arjantin izlemektedir. Çin’in bağ alanlarının % 109,8 oranında bir artışla altıncı sıraya yükselmesi dikkat çekicidir. İlk on ülkenin toplam bağ alanı 5 087 567 ha. dır ve dünyadaki toplam bağ alanının % 67.67 sini oluşturmaktadır. Dünya ülkelerinin üzüm üretim değerleri açısından bakıldığında ise İtalya, İspanya, Fransa, ABD, Çin, Türkiye, İran, Arjantin, Avustralya, Şili şeklinde bir sıralamayla karşılaşılmaktadır. Bu on ülke 42 020 241 tonluk üzüm üretimiyle dünya üzüm üretiminin % 69 ‘unu gerçekleştirmektedir. 

TÜRKİYE BAĞCILIĞI
TÜİK’in 2003 yılı verilerine göre Türkiye’de bitkisel üretim için kullanılan alan 24 730 294 ha. dır ve bunun da 530.000 ha.’ı bağ alanı olup, % 2.28’ine tekabül eder. Üretim olarak karşılığı ise 3 650 000 tondur. Toplam bitkisel üretim alanının % 13.74’ü bahçe bitkileri tarımı için kullanılırken, bunun % 15.6’sını bağ alanları oluşturmaktadır. TÜİK verileri incelendiğinde bunların yanında çok önemli bir nokta dikkati çekmektedir; Türkiye tarım alanları azalmaktadır (birincil sebep, tarım alanlarındaki yapılaşmadır) ve bahçe bitkileri ziraati artarken, tarla bitkileri ziraati azalmaktadır. Bağcılık için çok elverişli bir iklim kuşağı üzerinde yer alan, çok eski ve köklü bir bağcılık kültürüne sahip olan Türkiye’de; bağcılığın ayrılmaz bir parçası olan şarapçılığı daha çok gayrimüslimlerin yapması, onların içinde Rumlar’ın önemli oranda yer tutması ve onların da mübadelede Türkiye’den ayrılmaları, Türkiye bağcılığındaki gerilemenin önemli nedenlerinden birini oluştururken, Cumhuriyet döneminde de bir taraftan filokseranın hızlı tahribatı bir yandan da köyden kente büyük boyutlu ve hızlı bir göç olayı ve ürünün değerlendirilmesinde yaşanan güçlükler yüzünden, özellikle 1960 - 1990 yılları arasında hızlı bir gerileme süreci yaşanmıştır Gelelim günümüze ait istatistiki verilere; TÜİK 2003 yılı verilerine göre üzüm üretimi, toplam meyve üretiminin içindeki % 29.3’lük oranıyla en yüksek payı almakta ve bu oranla da önceki yıllarda olduğu gibi lider konumunu devam ettirmektedir. Tarım bölgeleri düzeyinde bağ alanı ve üzüm üretimi incelendiğinde, uzun yıllardan bu yana olduğu gibi bölge sıralamalarının değişmediği, ülkemiz bağ alanlarının % 33’üne sahip olan Ege Bölgesinin, üretimin de % 44 düzeyinde bir bölümünü karşılayarak birinci sıradaki yerini koruduğu görülmektedir. 2003 yılında üzüm ve üzümden üretilen ürünlerin dışsatımından sağlanan 241.6 milyon dolar gelirin, toplam dışsatım gelirinin içindeki payı % 0.75’tir ve bu gelirin % 95’i Sultani çekirdeksiz kuru üzüm satışından sağlanmıştır. Sultani çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin tamamı da Ege Bölgesinde gerçekleşmektedir. Akdeniz bölgesinin bağ alanı ise, toplam alanın % 20.1’ini, üretimin de % 19.5’ini karşılamaktadır. Ortakuzey, Ortagüney ve Ortadoğu olarak bölümlere ayrılan Orta Anadolu’nun bağlarının alanının, toplam bağ alanı içindeki payı %28.5 civarlarındadır. Diğer önemli bağcılık bölgeleri de Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgeleridir.

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...