Bu hafta İstanbul’a Opus One, Mouton Rothschild, Almaviva, Clerk Milon, Chateau D’Esclan, Les Trois Croix gibi büyük şarapları kurgulayan ve üreten Patrick Leon geldi. Patrick Leon 1976 yılında şarap dünyasını altüst eden Paris’te yapılan kör tadımın da jüri üyelerinden biriymiş meğer. Bu kör tadımda Kaliforniya şarapları meşhur Fransız şaraplarını aldıkları puanlarla hezimete uğratmıştı. Biz de Patrick Leon’un tasarlayıp üretiği dört roze ve iki kırmızı şarabı tattık. Kendisi bu şarapları bizlere en ince detayına kadar anlattı.
* * *
Patrick Leon, Bordeaux’nun soylu üreticilerinden Sacha Lichine için 2005 yılından beri Fransa’nın güneyindeki Provence bölgesinde çok modern ve çok da sofistike roze şaraplar üretiyor. Chateau d’Esclan olarak anılan bu şatonun bağları beş farklı üzümden, farklı toprak yapılarından ve irtifalardan oluştuğundan, farklı parsellerden dört ayrı roze şarap çıkarmış Patrick Leon. Bu roze şaraplar da giriş seviyesinden yukarı doğru Whispering Angle, Esclans, Les Clans ve Garrus olarak adlandırılmışlar. Whispering Angle beş farklı üzümden üretilen genç içilmeye uygun, soluk bakır renginde, düşük asiditede bir şarap olarak tasarlanmış. Zarif şişesi ve görünüşü dışında lezzeti sayesinde dünya pazarında öyle bir tuttu ki, dünyanın birçok kaliteli restoran mönüsüne girdi bile. Türkiye’ye de ithal ediliyor. Bir üst kalitede olan roze şarap ise Esclans. Ağızda Whispering Angel ile benzer bir yapıya sahipken, biraz daha dolgun bir tada sahip. Ben Whispering Angel’ı daha basit tadmasına rağmen daha çok beğendim sanki. Patrick Leon bu şarapların tüm roze şaraplar gibi gençken içilmesini öneriyor.
* * *
Bir ayrı lig olan Les Clan ve Garrus isimli rozeler ise 80 yaşının üzerindeki bağlardan gelen iki çeşit üzümden üretiliyorlar. Garrus dünyanın en pahalı roze şarabı olarak anılıyor. Bu iki roze de inanması zor ama 10 yıl kadar yıllanmaya uygun, ağızda son derece kompleks ve lezzeti tadlara sahip şaraplar. Aynı zamanda Whispering Angel’da aldığınız ferah lezzetler de Garrus ve Les Clan’da mevcut. Tadımdan sonra düşündüm. Gerçekten de hiç yıllanmış roze şarap içmemiştim bugüne kadar.
* * *
Patrick Leon’a sorduk, “Bu işin sırrı ne?” diye. Çok açık sözlülükle cevapladı bizi: “Bu sırrı sizlerle paylaşmamda bir sakınca yok” dedi. “İlk özellik tabii ki bölge, iklim ve toprak. İkincisi üzümlerin altı kilogramlık sepetlerde sabah saatlerinde elle toplanması, ardından sekiz dereceye kadar soğutulup öyle preslenmesi. Üçüncü fark ise fermtasyonun dünyada bir ilk olan meşe fıçılarda ısı kontrollü olarak yapılması ve son olarak da kullanılan 600 litrelik meşe fıçıların üretim özellikleri” diye anlattı.
* * *
Bence bu şarapları yıllanır kılan esas özellik, Patrick Leon’un mütevazıca yukarıdaki sırlara dahil etmediği yıllardır şarap dünyasında oluşturduğu ekspertiziydi.