15 Mart 2011 Salı

Rekabet Kurum perakendecilere, “tedarikçi firmalara orantısız güç kullandığınızın farkındayım' dedi.

Rekabet Kurumu, bankalar, otomotiv firmaları ve özel okulların ardından şimdi de market zincirlerini yakın markaja aldı.
Kurum, perakende sektöründe son bir yıldır sürdürdüğü çalışmasını tamamlayarak, sektörün önde gelen zincirlerini üstü kapalı uyardı. Kurum perakendecilere, “tedarikçi firmalara orantısız güç kullandığınızın farkındayım' dedi.
MARKETLERE 4 UYARI
1- Alıcı gücünüzü orantısız olarak tedarikçilere yansıtıyorsunuz.
2- Tedarikçilerden listeleme bedeli, raf bedeli, teşhir alanı bedeli, insert bedeli, elektrik bedeli, promosyona katılım bedeli, eleman talebi, mağaza açılış bedeli, yıldönümü bedeli, yılsonu ıskontosu gibi çeşitli adlar altından bedeller talep ediyorsunuz.
3-Bazı durumlarda bu bedelleri sözleşme dışı ve geçmişe etkili faturalar yoluyla tahsil ediyorsunuz. Bu durum tedarikçiyi öngöremediği bir maliyet ve ticari riskle karşı karşıya bırakıyor.
4- Bu uygulama tüm sektörde neredeyse standart bir uygulama haline gelmiş.
 Sektör incelemesinin ikinci aşamasında tedarikçilere yönelik kapsamlı bir saha çalışması yapacağız.
ÖN RAPOR TAMAMLANDI
Hızlı tüketim ürünleri perakende sektöründe yürütülen “Türkiye Hızlı Tüketim Ürünleri Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu” tamamlandı. Kurum elemanları sektördeki   rekabet koşullarını inceleyerek sorunları ortaya koydu. Ayrıca başta İngiltere, Fransa, İtalya, Portekiz, Almanya, İskandinav ülkeleri, Avustralya olmak üzere çok sayıda ülkenin perakende sektör yapıları, mevzuat ve uygulamaları incelendi. 
ZİNCİRLERİN PAYI ARTIYOR
Raporda, hızlı tüketim ürünleri içinde zincir marketlerin payının arttığına dikkat çekildi. 2004'te organize perakendenin payının yüzde 30 olduğu anımsatılırken, 2009'da bu oranın yüzde 43'e yükseldiğine dikkat çekildi. Ancak bu artışa rağmen ağırlığın hala geleneksel kanalda olduğu vurgulandı.
EN HIZLI BÜYÜYEN BİM ve A-101
Organize perakende içinde en hızlı büyümenin indirim mağazacılığında olduğu belirtildi. Bu çerçevede BİM ve A-101'in en hızlı büyüyen perakende zincirleri olduğu kaydedildi. 2001 ve 2008 krizlerinin indirim mağazacılığının organize perakende içindeki payını artırdığına dikkat çekildi.
İŞTE EN BÜYÜKLER
Hızlı tüketim ürünleri cirosu bakımından BİM'in, Migros'u 2009 yılında geçerek pazar lideri olduğu vurgulandı. Pazardaki diğer büyük perakende zincirleri sırasıyla CarrefourSa, Metro/Real, Bizim Toptan, Tesco/Kipa, Kiler, Makromarket ve A-101 olarak sıralandı.
YERELLER PAYINI ARTIRIYOR
Türkiye'de bölgesel/yerel perakendeciliğin, organize perakende sektörü içindeki payını
artırdığı tespiti yapıldı. Son iki yılda bu zincirlerin yüzde 50 büyüdüklerine dikkat çekildi. Bu kategoride Adese, Pehlivanoğlu, Çağdaş, KİM, Mopaş, Yunus, Uyum marketleri sıralandı. Bölge bazında sırasıyla Marmara, İç Anadolu ve Akdeniz; il bazında ise İstanbul ve Ankara'da bölgesel/yerel hızlı tüketim ürünleri perakendeciliğinin yaygın olduğu belirtildi.
TEDARİKÇİLER RİSK ALTINDA FARKINDAYIZ
Kurum, perakendecilerin alıcı güçlerini bazı durumlarda orantısız olarak tedarikçilere
Yansıttıklarına dair ön bulgular elde etti. Tedarikçilerden listeleme bedeli, raf bedeli, teşhir alanı bedeli, insert bedeli, elektrik bedeli, promosyona katılım bedeli, eleman talebi, mağaza açılış bedeli, yıldönümü bedeli, yılsonu ıskontosu gibi çeşitli adlar altından bedeller talep edildiği tespiti yapıldı. Perakendecilerin bazı durumlarda bu bedelleri sözleşme dışı ve
geçmişe etkili faturalar yoluyla tahsil ettikleri, bunun da tedarikçiyi öngöremediği bir maliyet ve ticari riskle karşı karşıya bıraktığı belirtildi. Bu uygulamanın neredeyse tüm sektörde standart bir uygulama haline geldiği vurgulandı.
GECİKTİRİYORSUNUZ
Bu bedellerin ulusal perakende zincirlerinin ciroları içinde yıllar içinde artan bir trend izlediği tespiti yapılırken, 2009 yılında ortalamada yüzde 12,5'e ulaştığı vurgulandı.
Tedarikçilere yapılan ödemelerin geciktirilmesi, sözleşmede olmayan bedellerin talep edilmesi ve bu bedellere ilişkin geçmişe etkili fatura kesilmesinin sektörde sıklıkla uygulandığı tespiti yapıldı.
DETAYLI İNCELEYECEĞİZ
Rekabet Kurumu, sektör incelemesinin ikinci aşamasında tedarikçilere yönelik kapsamlı bir saha çalışması yapacağını ve Türkiye'ye model olabilecek uygun ülke uygulamalarının detaylı olarak analiz edeceğini duyurdu.
YOĞUNLAŞMA ORANI YÜZDE 14
Hızlı tüketim ürünleri perakendeciliğinde yoğunlaşma oranının Avrupa ülkeleri ile
karşılaştırıldığında hâlâ düşük olduğuna dikkat çekildi. En büyük dört perakendecinin toplam pazar payının (CR4  oranı), İsveç'te yüzde 91, İngiltere'de 68, Almanya'da 67, Fransa'da 65, Macaristan'da 50 ve İtalya'da 20 olmasına karşın Türkiye'de yüzde 14 olduğu anımsatıldı.
Bazı bölgelerde ve illerde yoğunlaşma oranlarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çekildi. Ege Bölgesinde hızlı tüketim ürünleri pazarında CR4'ün yüzde 22 iken organize perakende içinde bu oranın yüzde 50'ye; İzmir'de ise sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 77'ye yükseldiği vurgulandı. Ege bölgesi ve özellikle İzmir'de yerel perakendecilerin ağırlığının diğer bölgelere göre çok düşük olduğu belirtildi.
DÜNYA DEVLERİ GELECEK
Raporda dikkat çeken en önemli tespitlerden birini ise sektörde kurumsallaşmanın artmasıyla birlikte, pazara küresel perakende zincirlerinin ilgisinin artacağı beklentisi oluşturdu. Migros, CarrefourSa, BİM, Tesco/Kipa'nın ardından 2010 sonunda Uyum Gıda, Kiler ve Bizim
Toptan'ın halka açıldığı anımsatıldı.
DEVRALMALARA DİKKAT!
Son yıllarda zincirlerin, yeni bölgelere girmek için o pazardaki yerelleri devralma yolunu seçtikleri belirtilen raporda, “Ulusal ve yerel zincirler kimi zaman yeni mağaza açmak yerine, küçük ölçekli, lokasyon seçimi görece iyi olan küçük zincirleri devralmayı tercih etmektedir. Ülkemizde yavaş ilerleyen/fark edilmeyen devralmalar (creeping acquisition) olarak adlandırılan küçük ölçekli yoğunlaşmaların rekabet üzerindeki toplam etkisi önem kazanmaya başlamıştır. Türkiye'de Migros, CarrefourSa, Kiler ve Makromarket bu tip devralmalarda aktif olan perakende zincirleridir.”
ÖZEL MARKALI ÜRÜNLER
Özel markalı ürünlerin büyümesine karşın,  toplam satışlardan hâlâ düşük pay aldıkları ifade edildi. Bu ürünlerin İsviçre'de yüzde 54, İngiltere'de yüzde 47 İspanya'da yüzde 40 İtalya'da yüzde 13 iken Türkiye'de sadece yüzde 8 olduğu vurgulandı. Ancak özel markalı ürünlerin payının artmasıyla birlikte tedarikçilerin markalı ürünlerinin raflarda yer bulma sorununun ortaya çıkacağına işaret edildi. Ayrıca bu gelişmenin  tedarikçilerin yeni ürün geliştirme, marka yatırımı yapma çabalarına zarar verdiği dile getirildi.
Ön inceleme raporunda bir de öneriler yer aldı:
CİRO EŞİKLERİ DÜŞÜRÜLSÜN
I. Yoğunlaşmaların Bildirilmesine Yönelik Ciro Eşiklerinin Hızlı Tüketim Ürünleri
Perakendeciliği ile Sınırlı Olmak Üzere Düşürülmesi. Fransa'da olduğu gibi perakende
sektörü için bildirim eşiği normal eşik seviyesine göre daha düşük belirlenebilir. Bu yöntemin
benimsenmesiyle Pazar aynı zamanda, bildirimler yoluyla da yakından izlenebilecektir.
İNGİLİZ MODELİ
II. Davranış Kodu ve Ombudsmanlık Sisteminin Hayata Geçirilmesi
İngiltere başta olmak üzere Avustralya, Portekiz gibi birçok ülkede uygulamaya konulan ve zaman zaman revize edilerek güçlendirilen bir yöntemdir. Sistemin özü doğrudan kamu müdahalesi olmadan sektör tarafların önceden belirlenmiş etik/adil kurallar bütününe uygun şekilde davranmalarına dayanmaktadır. Rekabet sorunlarının ağırlığına bağlı olarak davranış kodunun içeriği ve bağlayıcılığı değişebilmektedir.  Mevcut durumda şartları ve bağlayıcılığı en yüksek model İngiltere'de uygulanmaktadır.
 II- Tedirakçi -Perakendeci Anlaşmalarının Rekabet Kurumuna Yıllık Olarak Gönderilmesi

Böylece anlaşmaların ilgili hükümlerinin şeffaflaştırılması, anlaşmalarda yer alan haksız
uygulamaların süreç içinde ortadan kalkması ve sektörün Rekabet Kurumu tarafından takip edilmesi amaçlanıyor.

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...