30 Mayıs 2012 Çarşamba

Hanehalkı Yurtiçi Turizm Araştırması, 4.Dönem 2011

 Hanehalkı Yurtiçi Turizm Araştırması ile yurtiçinde seyahate çıkan vatandaş ve yabancıların profili, gezi karakteristikleri ve yurtiçi turizm harcamasının tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, en az on iki ay süre ile Türkiye’de ikamet eden vatandaş ve yabancı ziyaretçilere uygulanmıştır. 15 yaşından küçük hanehalkı fertlerinin yalnız başına yaptıkları seyahatler ve on iki aydan az süre ile Türkiye’de ikamet eden hanehalkı fertleri, anket kapsamı dışında tutulmuştur. Araştırmada, tüm seyahat bilgileri ve seyahat ile ilgili yapılan harcamalar alınmıştır.

2009 yılından beri üçer aylık dönemler halinde uygulanan araştırmanın, 2011 yılı IV. Dönemine ait sonuçlarına bu haber bülteninde yer verilmiştir.

Yurtiçinde ikamet edenler, bir ve daha fazla gecelemeli 13 milyon 377 bin seyahat gerçekleştirmiştir.


2011 yılı IV. Döneminde yurtiçinde ikamet edenlerin bir ve daha fazla geceleme kaydı ile yaptıkları toplam seyahat sayısı 13 milyon 377 bin’dir. Seyahate çıkış amacı olarak birinci sırada % 77,1 ile “Yakınları ziyaret”, ikinci sırada % 8,4 ile “Gezi, eğlence, tatil”, üçüncü sırada ise % 7,7 ile ”Sağlık” amacıyla yapılan seyahatler gelmektedir.

Bir ve daha fazla geceleyenlerin, seyahat ve geceleme sayısı ile harcamaları, 2010-2011
2011 yılı IV. Döneminde bir ve daha fazla geceleme kaydı ile seyahate çıkanlar, 84 milyon 975 bin geceleme yapmışlardır. Bu dönemde ortalama geceleme sayısı 6,4 gece olup, seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 216 TL’dir.

Seyahate çıkanlar, 2 milyar 883 milyon 252 bin TL harcamışlardır.


Seyahat edenler, seyahat harcamalarını kişisel veya paket tur harcamaları şeklinde yapmaktadır. Anket sonuçlarına göre, 2011 yılı IV. Döneminde yurtiçi turizm harcamasının % 97,8’ini (2 milyar 818 milyon 382 bin TL) kişisel, % 2,2’sini (64 milyon 870 bin TL) ise paket tur harcamaları oluşturmaktadır.

Bu konuyla ilgili bir sonraki haber bülteninin yayımlama tarihi 29.08.2012’dir.

18 Mayıs 2012 Cuma

İstatistiklerle Gençlik 2011


7 Mayıs 2012 Pazartesi

Bağ alanları, 1980 yılında 820 bin hektarken 1990 yılında 580 bin hektara, 2000 yılında ise 535 bin hektara düştü.



Dünyadaki bağ alanlarının yüzde 6,3'üne sahip olan ve kuru üzüm ihracatında dünyada ilk sırada yer alan Türkiye için üzüm, ekonomik açıdan en önemli tarım ürünleri arasında yer alıyor.
TBMM Araştırma Merkezi, Türkiye'de ve dünyada üzüm sektörünü araştırdı.

Araştırmaya göre, sayısal olarak sahip olduğu potansiyele uygun ekoloji ve zengin asma genetik kaynakları, üzüm üretimi ve ihracatında en avantajlı ülkeler arasında olan Türkiye, bu konuda önemli ihracat geliri elde etme potansiyeli de taşıyor.

Bağ alanları, 1970'lerden bugüne, dünyaya paralel olarak Türkiye'de de azaldı, 1980 yılında 820 bin hektarken 1990 yılında 580 bin hektara, 2000 yılında ise 535 bin hektara düştü.
Türkiye bugün en çok bağ alanına sahip olan ülkeler arasında 5. sırada yer alırken, bağ alanları Türkiye'deki tarım alanlarının yüzde 2'sini oluşturuyor. Üzüm üretim miktarı toplam meyve üretiminin içerisinde yüzde 30'luk önemli bir paya sahip.

2009 yılında tüm dünyada toplam 67,5 milyon ton üzüm üretimi gerçekleştirilirken, Türkiye 4,2 milyon tonluk üzüm üretimi ile dünyadaki üretimin yüzde 6,3'ünü gerçekleştirdi ve en çok üzüm üreten 6. ülke oldu.

Türkiye'deki üzüm üretimi, 1990-2004 yılları arasında ortalama 3,5 milyon ton, 2005'de 3,85 milyon ton, 2010 yılında ise 4,25 milyon tona ulaştı. Araştırmada, öne çıkan unsurlar şöyle:
"Türkiye'de 2009 yılında bir hektar alanda ortalama 8,9 ton üzüm üretildi. Türkiye bu rakamla dünya ortalaması ile aynı düzeyde olurken, Türkiye'de verimliliğin yüksek olmaması, tarım teknolojilerinin iyi kullanılmaması; sulamanın yetersiz olması verimliliği etkileyen faktörler. Buna karşılık, Türkiye'deki üzüm üretimi önceki yıllara göre daha verimli gerçekleştiriliyor.

Birim bağ alanında gerçekleştirilen üzüm üretimi, 1990 yılında 7,3 ton iken, bu rakam 2000 yılında 7,9 tona, 2010 yılında ise 8,9 tona yükseldi.

Dünya yıllık üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 84'ü şarap ve üzüm suyu, yüzde 11'i sofralık ve yüzde 5'i de kurutmalık üzüm olarak değerlendiriliyor. Türkiye'de üretilen üzümlerin büyük bölümü, sofralık üzüm olarak değerlendiriliyor. 2010 yılı itibariyle üretilen üzümlerin yüzde 52,8'lik bölümü sofralık üzüm olarak kullanılırken, yüzde 36,2'lik bölümü kurutmalık üzüm, yüzde 10,8'lik bölümü ise şarap üretiminde kullanıldı.

Türkiye'nin üzüm ihracatı, 1990 yılında 15 bin ton iken, 2000 yılında 64 bin tona, 2008 yılında ise 202 bin tona yükseldi. İhracat miktarındaki artışa paralel olarak Türkiye'nin dünyada en çok üzüm ihraç eden ülkeler sıralamasındaki yeri de yükseldi. 1990 yılında en çok üzüm ihraç eden 11. ülke olan Türkiye, 2009 yılında 6. sıraya yükseldi."

Türkiye, çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde ise ABD'nin ardından ikinci sırada yer alıyor ve dünyadaki üretimin üçte birini gerçekleştiriyor.

Kaynak: AA

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...