20 Temmuz 2011 Çarşamba

Alkolün tehlikelerini görmezden gelmek ve gençlerde içkiyi teşvik etmek herhalde hiçbirimizin amacı olamaz. Ama içmek ya da içmemek gencin bireysel tercihidir.

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Prof.Dr. Aysel Ekşi’nin,  Dünya Sağlık Örgütü tarafından 93 Ülkede yetişkinler üzerinde yapılan araştırmayı konu alan yazısında, Türkiye’de mi yoksa Arabistan’da mı daha çok alkol tüketildiğini analiz etti. Ekşi, Arabistan’daki alkol ve uyuşturucu madde kullanımına dair çarpıcı detaylara işaret etti.
İşte Prof. Dr. Aysel Ekşi’nin dikkat çeken analizi:
Son yıllara kadar ülkemizde kimseye içki içtiği veya içmediği için baskı yapılmamıştı. Halen gençlerimizde alkol tüketimi, alkolü yasaklayan ve kısıtlayan ülke gençlerinden çok daha az oranlarda olduğuna göre, son yıllardaki gayretler size anlamlı görünüyor mu?

Alkolün tehlikelerini görmezden gelmek ve gençlerde içkiyi teşvik etmek herhalde hiçbirimizin amacı olamaz. Ama içmek ya da içmemek gencin bireysel tercihidir. O belli bir yaşa gelinceye kadar bunu ailesi ve daha sonra kendisi denetler. İçkinin dozunu da tehlikelerini de gençlere öğretmek ve onları korumak kuşkusuz ailelerin görevidir. Ailelerin başarısız kaldığı durumlarda devletin işe karışması ve gereğinde bazı önlemler alması söz konusu olabilir.

Oysa bir süredir ülkemizde yalnız gençlerin değil, tüm halkın alkol içmesi ile uğraşıldığı dikkat çekiyor. Sonra da bu gayretlerin “gençlerimizin alkol bağımlılığını önlemek için olduğu” gerekçeleri öne sürülüyor.

O zaman soralım. Alkol konusu ülkemizde yetişkinler ve gençlerimiz için gerçekten problem boyutlarında mıdır? Ülkemizde yapılan araştırmalar da, Dünya Sağlık Örgütü bulguları da, gençlerde alkol kullanmanın dünya ülkeleri arasında son sıralarda yer aldığını gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre örneğin 15-19 yaşlarındaki gençlerin İngiltere’de yüzde 30’u ağır denilen derecelerde alkol kullanmıştır, oran erkeklerde yüzde 33, kızlarda yüzde 27’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 11 ağır içki kullanır, kız-erkek arasında fark azdır. Oranlar Norveç’te yüzde 15, Polonya’da yüzde 31, İsveç’te yüzde 17’dir. Ülkemizde aynı yaş grubundaki gençlerde ağır içki içme oranı yüzde 1.4’tür. Bu ağır içki kullanma ölçüsü, “geçen ay zarfında, haftada en az bir kere, bir oturuşta 6 veya daha fazla standart içki içenler” şeklinde tanımlanmıştır (1)

Gençlerimizin diğer ülke gençlerinden daha az alkol alması kuşkusuz sevindiricidir ve değişmesini de istemeyiz. Bu tablonun ülkemizde genellikle ailelerimizin sıcak ve sevecen ortamından ve aile bağlarımızın güçlü olmasından kaynaklandığı düşünülür.

Gelelim tıksırıncaya kadar içki içtikleri düşünülen yetişkinlere. Dünya Sağlık Örgütü’nün 93 ülkede yetişkinlerde yaptığı çalışmadan örnekler şöyle (1).

Şahıs başına düşen alkol sarfiyatı
Almanya’da 12.0,
Yunanistan’da 9.0,
Kanada’da 7.8,
Çin’de 5.2,
İsviçre’de 10.8,
İsveç’de 6.0,
ABD’de 8.6,
İngiltere’de 11.8 ,
Türkmenistan’da 1.2,
Tunus’ta 1.2,
Mısır’da 0.2,
Türkiye’de 1.4
Türkiye ile ilgili bu oranlar da kuşkusuz sevindiricidir.

Dünyanın saygın ve güvenilir psikiyatri dergilerinden birinde Mısır’da ve Körfez ülkelerinde alkol kullanımını karşılaştıran bir araştırma yayımlanmıştı (2). Araştırıcılar Mısır’da alkol bulabilmenin zor olmadığına, Körfez ülkelerinde ise dini gerekçelerle alkol satış ve alkol tüketiminin kesinlikle yasaklandığına işaret ettiler. Satışı ve içilmesi yasak olduğu halde, Körfez ülkelerinde alkol tüketiminin ve alkolizmin Mısır’dan çok daha yüksek olduğunu belirlediler (2).

Acaba 1979 İran devriminden sonra doğmuş olan bugünün İran gençliği alkol konusunda yasaklamalara ne kadar uyum sağlıyor?

Çok sıkı dinsel baskı, kısıtlama ve yasaklamaların yapıldığı ülkeler Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerinde yer almıyor. Çünkü ülkelerinde böyle bir problem bulunduğunu kabul etmiyorlar. Bu nedenle bilimsel araştırmalara ve yayınlara çok nadiren rastlanır. Böyle nadir araştırmalardan biri İran’ın Tebriz şehrinde 2005- 2006 yıllarında 16 yaşındaki gençler üzerinde yapılmış. Gençler, kendilerine yöneltilen yazılı soruları isimlerini bildirmeksizin kendileri cevaplamış. Buna göre gençlerin yüzde 10’unun alkol ve yüzde 2.2’sinin madde kullandığı anlaşılıyor (3).

Bir başka araştırma, Tahran’da yaşayan 15 ile 18 yaş arasındaki 1385 genç üzerinde 2002 yılında yapılmış. Bu grup tüm bölgeyi temsil yeteneğinde olacak şekilde seçilmiş. Cevapların gizli kalması için tüm önlemler alınmış. Gençlerin yüzde 80’i kendilerini çok dindar olarak tanımlamış, bu çok dindar gençlerin yüzde 17’si alkol ve yüzde 2’si madde kullanmış (4). Hemşirelik öğrencilerinde de benzeri bir araştırma yapılmış. 400 hemşirelik okulu öğrencisinden kız öğrencilerin yüzde 27’si ve erkeklerin yüzde 61’i madde kullanmış. Alkol kullanım oranı yüzde 5.8’dir (5)

Suudi Arabistan’da durum nedir?

Suudi Arabistan’da kesinlikle yasak ve günah kabul edilmesine rağmen alkol ve uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımı ve bağımlılığının sorun niteliğinde olduğu uzmanlarca bildiriliyor (6,7). İlk kez 1987 yılında sadece madde bağımlısı erkeklerin tedavisiyle ilgili olmak üzere Riyat’ta Al-Amal Hastanesi açılmış. Taburcu olanların dörte biri yine alkol ve maddeye başladıkları için üç kereden fazla sayıda hastaneye yatırılmışlar. Bağımlıların yüzde 24’ü alkol, yüzde 23’ü sedatif, geri kalanlar uyuşturucu- uyarıcı maddeler kullanmış. Kadın bağımlılar doğrudan Cidde’de psikiyatri hastanesine alınmışlar, kadınlarda bağımlılık oranı yüzde 2.7 bulunmuş (6,7)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bağımlıların karşılaştırıldığı bir araştırmaya göre Suudi Arabistan’daki bağımlıların en büyük bölümü eroin, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bağımlıların en büyük bölümü esrar, alkol, sedatifler, uyarıcılar ve kokain bağımlısıdır. Araştırma iki gerçeği önemle vurgular. Esrar ve alkol her iki ülkedeki bağımlılar için de en çok tercih edilen maddelerdir. İkincisi, Birleşik Arap Emirlikleri’nde çok daha fazla sayıda kişi, tek maddeye değil, birden çok sayıda maddeye bağımlıdır (8).

Son yıllara kadar ülkemizde kimseye içki içtiği veya içmediği için baskı yapılmamıştı. Halen gençlerimizde alkol tüketimi, alkolü yasaklayan ve kısıtlayan ülke gençlerinden çok daha az oranlarda olduğuna göre, son yıllardaki gayretler size anlamlı görünüyor mu?

Kaynaklar

(1) WHO Global Status Report on Alcohol 2004

(2) Okasha A (2004) Focus on psychiatry in Egypt The British Journal of Psychiatry 185: 266-272

(3) Poorasi MA, Fakhari A, Rostami F, Vahid R (2007) Substance abuse in Iranian high school students, Addictive Behaviors, 32, 3, 622-627).

(4) Poorasl MA, Vahidi R, Fakhari A, Rostami F, Saeed Dastghiri S (2006) Substance abuse in Iranian high school students, Tabriz University of Medical Sciences, Iran, online 3 July .

(5) Ahmadi J.;Maharlooy N.;Alishahi (2004) Substance abuse: prevalence in a sample of nursing students Journal of Clinical Nursing13, 60–64

(6) Al-Amal Hospital. Official publication of the Ministry of Health. Riyadh, Saudi Arabia Ministry of Health, 1997.

(7) N. Al-Nahedh ( 1999) Relapse among substance-abuse patients in Riyadh, Saudi Arabia Mediterranean Health Journal  5, 2, 241-246

(8) Amir T (2001) Comparison of patterns of substance abuse in Saudi Arabia and the United Arab Emirates. Social Behaviour and Personality: An International Journal. 29, 6,519-529.

Silis Danışmanlık Notu: Alkol ve uyuşturucu  aynı araştırma işerisinde  konu edilmesini doğru  bulmamakla  birlike ilginç bir araştırma. Alkol, tütün ve uyuşturucu birbirlerinden tamamen  ayrı  konular ve ayrı araştırılmalara  konu edilmelidir.

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...