17 Ağustos 2010 Salı

2010 Temmuz ayında tüketici güveni azaldı

2010 Temmuz ayında Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre %0,64 oranında  azaldı; Haziran ayında 88,04 olan endeks Temmuz ayında 87,48 değerine düştü.
Türkiye İstatistik Kurumu ve TürkiyeCumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketiile Tüketicilerin harcama davranış ve beklentileri değerlendirilmektedir. Anketsonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi' nin 100'den büyük olmasıtüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması tüketici güvenindekötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümserdurum olduğunu göstermektedir.

Seferihisar'da şarap zirvesi


Türkiye'nin ilk ve tek 'yavaş kent'i (cittaslow) Seferihisar'da 23-24 Eylül'de şarap zirvesi düzenliyor.
Turizm Bakanlığı reklam, promosyon ve sponsorluklara kısıtlama getiren yönetmelik taslağıyla sıkıntılı günler geçiren alkollü içecekler sektörüne el atıyor. Bakanlık, Türkiye'nin ilk ve tek 'yavaş kent'i (cittaslow) Seferihisar'da şarap zirvesi düzenliyor.
Zirvenin davetlilerine gönderilen notta, Seferihisar'ın yavaş şehir konseptiyle geliştirmek istediği 'Slow - Food' (yavaş yemek) kapsamında, 'gastronomik kültürel mirasın' korunmasına atıf yapılarak, zirveyle, 'Geleneksel Türk mutfağında şarabın markalaştırılarak yerinin belirlenmesi'nin amaçlandığı ifade ediliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü'nün "Teos Bağ ve Şarap Çalıştayı" için davetlilere gönderdiği metin, "Bakan adına Genel Müdür Mahmut Evkuran" imzasını taşıyor. 23 Temmuz tarihli davet notunda şu ifadeler yer alıyor: "Türkiye bağcılığının ve şarapçılığının destinasyon olarak ele alınması ve sürdürülebilirlik ilkesi içinde turizm ile ilişkilendirilerek şarabın tanıtım amacıyla kullanılması, 'slow -food' kapsamında bio - çeşitliliğin ve gastronomik kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunarak Geleneksel Türk Mutfağı'nda şarabın markalaştırılarak yerinin belirlenmesi ve geleneksel yemeklerin turistik ürün olarak katma değerinin artırılmasına ve ülkemizin şarap üretimindeki durumunun saptanmasına yönelik olarak Bakanlığımızca 23 - 24 Eylül 2010 tarihinde İzmir/Seferihisar'da 'Teos Bağ ve Şarap Çalıştayı' düzenlenecektir.
23 - 24 Eylül 2010'daki çalıştayı yapacağınız katkılarla onurlandırmanızı rica ederim."
 Teos'un tapınağında Şarap tanrısı Dianisos'un heykeli var
 Zirvenin ismi de Seferihisar'da bulunan antik İon kenti Teos'tan esinlenilerek, "Teos Bağ ve Şarap Çalıştayı" olarak belinlenmiş. Zirve için Seferihisar'ın seçilmesinin tarihi bir anlamı var. Teos antik kentinin tapınağında şarap tanrısı Dianisos'un bir elinde asası, diğerinde Kantharos (içki kabı) tutan bir heykeli bulunuyor. Dionysos mitolojide asma, üzüm salkımı ile betimleniyor. Elinde üzüm salkımı başında asma dallarından çelenkle görünüyor.Asma, sarmaşık üzüm sıfatları sayılıyor.
Mozaiklerde sarhoş kendinden geçmiş, elinde kantharos (genellikle şarabın içildiği bir kap formu) ile ve ona ayakta durması için eşlik eden tanrılar ile birlikte, bazen de asmaların altında dinlenirken ya da keçisiyle betimleniyor. Coşkunun, mutluluğun ve yaşama sevincinin, üzümle simgelenen şarabın ve şarabın yarattığı sarhoşluğun, taşkınlığın ve sınır tanımazlığın tanrısı kabul ediliyor.

Üretici, gazeteci ve akademisyenler davetli

Turizm Bakanlığı'nın çalıştay için davet ettiği 14 isim şöyle:

1. Gökhan Söylemezoğlu (AÜ)
2. Ertan Anlı (Ankara Üniversitesi)
3. Ersin Doğer (Ege Üniversitesi)
4. Murat Yazgan (Gurme)
5. Mehmet Yalçın (Gazeteci)
6. Alp Törüner (Büyülübağ)
7. Vedat Milor (Gurme)
8. Aylin Öney Tan (Mutfak yazarı)
9. Nedim Atilla (Gazeteci, gurme)
10. Ali Başman (Kavaklıdere)
11. Enis Güner (Sevilen)
12. Orhan Ziya Diren (Diren)
13. Cüneyt Uygur (Kayra)
14. Yasin Tokat (Pamukkale)

16 Ağustos 2010 Pazartesi

2010 İlk 6 Ay Alkollü İçki Tüketim Trendleri


SİLİS DANIŞMANLIK YORUMU:Rakı ve şarap tüketiminde  esasen  bir artış görülmemektedir. Gerçek bir tüketim artışı  olmayan  ve sadece  kağıt  üzerinde gerçekleşen  bu  artış, kayıt dışından kayıt içine  geçiş hareketidir.
Halen TMSF'nin  elinde bulunan  bir rakı  firmasına bağlı  olarak  rakıdaki kayıt içine  geçiş süreci tamamlanmış olabilir. Bu nedenle, ikinci dönem ile ilgili  görüşümüz; rakı tüketiminde  bir artış olmayacağı  ve/ya çok  küçük  bir artış olacağı  yönündedir.

Şarapta da  durum  pek farklı değildir. Belirtilen  artış rakıda olduğu  gibi gerçek bir tüketim  artışı değildir. Kayıt dışı tüketim artık  kayıt içine  girmektedir. Rakı sektöründen farklı olarak şarap sektöründe kayıt altına  giriş  süreci halen  devam etmektedir. Bu nedenle ikinci  dönemde de  şarap tüketimi kağıt üzerinde  artış gösterecektir. Ancak  tahminimiz ilkdönemden  daha  az  bir artış  olacağı yönündedir.

Bira tüketimindeki azalmanın mevsimsel  şartların bira  aleyhine olması nedeniyle  gerçekleştiği belirtilmektedir.Bunun  yanı sıra son ÖTV düzenlemesi ile 50 cl'lik biranın ÖTV'sinin 26 kuruştan 35 kuruşa yükselmişti. ÖTV'deki  bu artış nedeniyle  bira  tüketiminde  az da olsa bir daralma  yaşadığı  beklenmekte idi..( http://www.sarapplatformu.com/otvdegisikligi.html )

Bu konuda  pek güçlü bir olasılık  olmasa da  soğuk içilen roze şarap tüketiminin  hızla  artması ve beyaz şarapdaki  büyümenin hala  devam ediyor olması nedeniyle,  şarabın bira tüketiminden pay aldığı  yönünde bir görüş tartışma  konusudur. Şarap sektöründeki halen devam eden kayıt altına  alma  süreci tamamlandığında alkollü içkiler arasındaki pazar artış ve azalışlarını daha  doğru  gözlemleyeceğiz. O nedenle  bu görüş, maalesef bir süre daha  istediğimiz ve fakat  ölçemediğimiz  bir saptama olarak kalacaktır.

Rakı dışındaki alkollü içkilerin artışı,  aşırı ÖTV yükü  altında dip yapan tüketimin  kendini düzeltme  hareketi olarak  görülebilir.

Saygılarımla
Şakir Akışık

Bira satışları azalıyor, Rakı , şarap artıyor.
16 Ağustos 2010

Son 4 yılda sürekli artış gösteren alkollü içki satışları bu yılın ilkyarısında geriledi. 6 aylık verilere göre, ülkemizde günde 2 milyon 965 binlitre alkollü içki tüketiliyor.
AA muhabirinin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan (TAPDK) edindiğibilgiye göre, 2006 yılının ilk 6 aylık döneminde 453 milyon 345 bin 363 litre olan alkollüiçki satışı, 2007 yılının aynı döneminde 465 milyon 971 bin 71 litreye, 2008yılında 531 milyon 769 bin 663 litreye, 2009 yılında ise 536 milyon 175 bin 195litreye yükseldi.
Ancak, bu yılın Ocak-Haziran döneminde Türkiye genelindeki alkollü içkisatışları, 533 milyon 619 bin 584 litre olarak gerçekleşti.
Böylece vatandaşlar, yılın ilk yarısında, 2009'un aynı dönemine göre 2milyon 555 bin 611 litredaha az alkollü içki tüketti.

BİRADA DÜŞÜŞ, RAKIDA ARTIŞ VARTAPDK verilerine göre, alkollü içki satışlarındaki gerileme, tamamen birasatışlarındaki düşüşten kaynaklandı. 2009 yılının Ocak-Haziran döneminde 485milyon 319 bin 462 litreolan bira tüketimi, bu yıl 472 milyon 889 bin 185 litreye indi. Bu şekilde birasatışlarında 12 milyon 430 bin 277 litrelik bir azalma meydana geldi.

Rakamlar, vatandaşın bu yıl yüksek alkollü içkilere yöneldiğini de ortayakoydu. Bu yılın ilk yarısında şarap ve rakı başta olmak üzere, viski,kanyak-brendi, cin, votka, likör ve vermut gibi alkollü içkilerin satışlarındaartış görüldü.

Geçen yılın 6 ayında 22 milyon 245 bin 231 litre olan rakısatışı da, bu yıl 23 milyon 675 bin 75 litreye yükseldi. Böylece rakısatışlarında yüzde 6,4'lük artış yaşandı ve ülkemizde geçen yıla göre 1 milyon429 bin 844 litredaha fazla rakı tüketildi.
6 aylık dönemde şarap satışları da, 20 milyon 885 bin 511 litreden 27 milyon414 bin 174 litreye çıktı. Bu şekilde şarap satışlarında oransal olarak yüzde31,3, litre bazında da 6 milyon 528 bin 663 litre artış oldu.
Bu dönemde votka satışları da, geçen yıla göre yüzde 19,5 oranında arttı.Votka satışları, 4 milyon 596 bin 216 litreden 5 milyon 491 bin 883 litreyeyükseldi.
Likör tüketimi 656 bin 804 litreden 702 bin 254 litreye, kanyak-brenditüketimi 217 bin 226 litreden 259 bin 878 litreye, vermut tüketimi de 145 bin997 litreden 187 bin 904 litreye çıktı.
Şampanya satışlarının da arttığı bu dönemde, 94 bin 144 litre yerine, 119 bin548 litreşampanya patlatıldı.

GÜNLÜK SATIŞLARBu yılın Ocak-Haziran dönemindeki alkollü içki satışlarına göre, ülkemizdegünde ortalama 2 milyon 964 bin 553 litre alkollü içki tüketiliyor.
Bu rakam
birada 2 milyon 627 bin 162 litre,
rakıda 131 bin 528 litre,
şarapta 152 bin 301 litre,
viskide de 6 bin 365 litre olarak gerçekleşiyor.

ALKOLLÜ İÇKİ İHRACATI VE İTHALATITAPDK verilerine göre, ilk 6 ayda Türkiye genelinde satılan 533,6 milyonlitrelik alkollü içkinin 4 milyon 602 bin 688 litresini ithal içkileroluşturdu.
Bu dönemde,
538 bin 50 litrebira,
36 bin 844 litreşampanya,
668 bin 63 litreşarap,
184 bin 574 litrevermut,
9 bin 595 litrediğer fermente alkollü içki,
180 bin 44 litrekanyak-brendi,
1 milyon 145 bin 679 litre viski,
234 bin 331 litrerom,
176 bin 13 litreardıç aromalı içki-cin,
839 bin 174 litrevotka,
407 bin 213 litrelikör,
183 bin 108 litrede diğer distile alkollü içki ithal edildi.

Bu dönemdeki alkollü içki ihracatı ise 55 milyon 344 bin 646 litre oldu. İçkiihracatında da başı 53 milyon 434 bin 875 litreyle bira çekti.
6 ayda 1 milyon 194 bin 167 litre ile şarap,
696 bin 986 litrerakı,
13 bin 190 litre votka,
bin 563 litrelikör,
940 litreşampanya,
2 bin 925 litrede diğer fermente içki ihracatı gerçekleştirildi.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

KOSGEB KREDİSİ: İşbirliği Güçbirliği Destek Programı

SİLİS DANIŞMANLIK YORUMU:
KOSGEB tarafından oluşturulmuş "İşbirliği Güçbirliği Destek Programı " Alkollü içki toptan dağıtıımı ile ilgili şirketleri kapsam dışı bırakmıştır.
Ancak şarap üreticilerinin aşağıda ana başlıkları ile sıraladığım alanlarda "İşbirliği Güçbirliği Destek Programı"ndan yararlanabileceğini öngörmekteyiz.

1) Üretim ve imalat işbirliği
2) Uluslararası pazarlar için işbirliği
3) Perakende kanalında işbirliği ( Vinovasyon- wineshop projesi benzeri işbirlikleri)
4) Şarap ağırlıklı gastronomi merkezleri işbirliği
4) Ortak satınalma platformu konusunda işbirliği
gibi alanlarda Kosgeb'e başvuru yaparak, ilgili krediden yararlanabilirler.

Saygılarımla
ŞAKİR AKIŞIK


KOSGEB İşbirliği Güçbirliği Destek Programı

PROGRAMIN AMACI VE GEREKÇESİ
• KOBİ’lerin işbirliği-güçbirliği anlayışında bir araya gelerek “Ortak Sorunlara Ortak Çözümler” üretilmesi,
• KOBİ’lerin tedarik, pazarlama, düşük kapasite kullanımı, rekabet gücü zayıflığı, finansman başta olmak üzere tek başlarına çözümünde zorlandıkları birçok soruna çözüm bulunması,
• KOBİ’lerin bir araya gelerek kapasite ve rekabet gücü yüksek işletmelere dönüşmesi,
• Ölçek ekonomisinden yararlanılarak kaynak tasarrufu sağlanması,
• KOBİ’ler arasında ortaklık ve işbirliği kültürünün geliştirilmesi.
İŞBİRLİĞİ - GÜÇBİRLİĞİ ORTAKLIK MODELLERİ
• Proje ortağı işletmelerin mevcudiyetlerini koruyarak kurulacak olan işletici kuruluşa ortak olmaları,
• Proje ortağı işletmelerin bir kısmının ya da tamamının kendilerini feshederek kurulacak işletici kuruluşa ortak olmaları,
• Proje ortağı işletmelerin bir kısmının kendilerini feshederek ortaklardan birinin bünyesinde birleşmesi,
Her bir ortaklık modelinde en az 5 işletmenin bir araya gelmesi şartı aranır.

DESTEKLENECEK PROJE KONULARI
• Hammadde, ara mamul, mamul, lojistik ve diğer hizmetleri daha hızlı ve ucuz temin edebilmeleri amacıyla ortak tedarik,
• Müşteri istekleri ve pazarın talebi doğrultusunda ürün ve hizmet geliştirmeleri, ürettikleri ürün ve hizmetleri yeni pazarlara sunmaları amacıyla ortak tasarım,
• Ürün ve hizmet kalitelerini yükseltmek ulusal ve uluslararası pazar paylarını artırmak, marka imajı oluşturmak, uluslar arası pazarın ihtiyaçlarına cevap vermeleri amacıyla ortak pazarlama,
• Ürün ve hizmet standartlarını geliştirmeleri amacıyla ortak laboratuar,
• Üretim ve hizmet kapasitelerini, çeşitlerini, verimliliğini ve kalitelerini artırmak amacıyla ortak imalat ve hizmet sunumu konularında sunacakları projeler desteklenir.
PROGRAM VE PROJE LİMİTLERİ

Proje Süresi 6-24 ay (+ 12 ay)
Destek Üst Limiti 250.000 TL (Geri Ödemesiz), 500.000 TL (Geri Ödemeli)
Destek Oranı 1. ve 2. Bölge için %50
3. ve 4. Bölge için %60


KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB)

İŞBİRLİĞİ - GÜÇBİRLİĞİ DESTEK PROGRAMI

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 - (1) Bu programın amacı; küçük ve orta ölçekli işletmelerin işbirliği-güçbirliği anlayışıyla bir araya gelerek, ortak tedarik, ortak tasarım, ortak pazarlama, ortak laboratuar, ortak makine-teçhizat kullanımı ve benzeri konularda hazırlayacakları projelerin desteklenmesine yönelik olarak, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından uygulanacak İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı ile ilgili iş ve işlemlerin esaslarını düzenlemektir.

Kapsam
MADDE 2 - (1) Bu program, küçük ve orta ölçekli işletmelere KOSGEB tarafından uygulanacak İşbirliği-Güçbirliği Destek Programına ilişkin esasları kapsar.

Dayanak
MADDE 3 - (1) Bu program, 15.06.2010 tarih ve 27612 Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren KOSGEB Destek Programları Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar
MADDE 4 - (1) Bu programda yer alan;
a) Başkanlık: KOSGEB İdaresi Başkanlığı’nı,
b) Başvuru Sahibi: Proje ortaklarıyla ve/veya iştirakçileriyle gerçekleştireceği işbirliği çerçevesinde KOSGEB’e proje başvurusu yapan işletmeyi,
c) Geri Ödemeli Destek: Program kapsamında küçük ve orta ölçekli işletmelere geri tahsil edilmek üzere teminat karşılığı sağlanan desteği,
ç) Geri Ödemesiz Destek: Program kapsamında küçük ve orta ölçekli işletmelere geri tahsil edilmemek üzere sağlanan desteği,
d) İşletici Kuruluş: Bu programdan yararlanmak için kurulan tüzel kişiliği,
e) İşletme: 18.11.2005 tarih ve 25997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında yer alan ve 18.9.2009 tarih ve 27353 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15431 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edilen sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri (KOBİ),
f) KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi’ni, g) KOSGEB Birimi: KOSGEB merkez ve taşra teşkilatında yer alan birimleri,
ğ) KOSGEB Veri Tabanı: İşletmelerin ve işletici kuruluşların kayda alındığı veri tabanını,
h) Kurul: İşbirliği-Güçbirliği projelerini değerlendiren ve karar alan Değerlendirme ve Karar Kurulunu,
ı) Proje: Amacı, kapsamı, hedefi, çıktıları, süresi, bütçesi, diğer kaynakları ile uygulayıcıları belirli ve birbiriyle ilişkili faaliyetler bütününü,
i) Taahhütname: Programdan yararlanan işletici kuruluşun KOSGEB’e verdiği idari, mali ve hukuki taahhütlerini içeren belgeyi, ifade eder.

PR-06/00 Rev. Tarihi: .../…/20.. 2


İKİNCİ BÖLÜM
Destek Programına İlişkin Hususlar

Programdan yararlanma koşulu, başvuru ve değerlendirme
MADDE 5 - (1) Programdan yararlanmak isteyen işletmelerin, KOSGEB Veritabanında kayıtlı olmaları ve KOSGEB Birimine proje başvurusu yapmaları esastır.

(2) Proje başvurusu, bilgi, belge ve şekil yönünden incelemeye tabi tutulur ve nihai değerlendirme için Kurula sunulur.

(3) Kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; proje kabul edilebilir, reddedilebilir veya projenin düzeltilmesi istenebilir. Kurulun kabule ve redde ilişkin verdiği kararlar nihaidir.

(4) Değerlendirme sonucu başvuru sahibine bildirilir.

(5) Projesi kabul edilen işletici kuruluş KOSGEB Veri Tabanına kayıt olur.

(6) Projesi kabul edilen işletici kuruluştan taahhütname istenir. Taahhütnamenin KOSGEB Biriminde kayda alındığı tarih, projenin başlangıç tarihi olarak kabul edilir.

(7) Proje başlama tarihinden önce işletici kuruluş ortaklarının, bu programda tanımlanan ortaklık ve birleşme amacı ile aldıkları teknik, hukuki ve mali danışmanlık giderleri ile proje etüd, fizibilite çalışması giderlerinden Kurul tarafından uygun bulunanlar desteklenir.


Desteklenecek proje konuları
MADDE 6 - (1) İşletmelerin;

a) Hammadde, ara mamül, mamül, lojistik ve diğer hizmetleri daha hızlı ve ucuz temin edebilmeleri amacıyla ortak tedarik,
b) Müşteri istekleri ve pazarın talebi doğrultusunda ürün ve hizmet geliştirmeleri, ürettikleri ürün ve hizmetleri yeni pazarlara sunmaları amacıyla ortak tasarım,
c) Ürün ve hizmet kalitelerini yükseltmek, ulusal ve uluslararası pazar paylarını artırmak, marka imajı oluşturmak ve uluslararası pazarın ihtiyaçlarına cevap vermeleri amacıyla ortak pazarlama, ç) Ürün ve hizmet standartlarını geliştirmeleri amacıyla ortak laboratuar,
d) Üretim ve hizmet kapasitelerini, çeşitlerini, verimliliğini ve kalitelerini artırmak amacıyla ortak imalat ve hizmet sunumu ve benzeri alanlarda ortak sorunlara ortak çözümler getiren, maliyet düşürücü ve rekabet avantajı sağlayıcı nitelikteki projeleri işletici kuruluş marifetiyle desteklenir.

İşletici kuruluş ortaklık modelleri
MADDE 7 - (1) Program kapsamında işbirliği-güçbirliği amacıyla tesis edilecek ortaklıklar aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilebilir:

a) Proje ortağı işletmeler mevcudiyetlerini koruyarak kurulacak işletici kuruluşa ortak olabilirler.

PR-06/00 Rev. Tarihi: .../…/20.. 3


b) Proje ortağı işletmelerin bir kısmı ya da tamamı kendilerini feshederek kurulacak işletici kuruluşa dahil olabilirler.

c) Proje ortağı işletmelerin bir kısmı kendilerini feshederek ortaklardan birinin bünyesinde birleşebilirler.

(2) Proje başvurusunda, işbirliği-güçbirliği amacı ile en az 5 (beş) işletmenin bir araya gelmesi şartı aranır.

(3) Asgari 5 (beş) işletme sayısı sağlanmak koşulu ile diğer gerçek ve tüzel kişiler de işletici kuruluşa ortak olabilir.

(4) İşletici kuruluşun ortaklarından herhangi birinin hisse oranı, proje süresince % 30 (otuz)’dan fazla olamaz.

(5) İşletici kuruluş ortaklarından herhangi birinin ortaklıktan ayrılması durumunda, hisselerini mevcut ortaklara ya da başkalarına devredebilir. Bu durumda da bu maddenin dördüncü bendinde belirtilen koşul sağlanmalıdır.

Desteklenecek proje giderleri
MADDE 8 - (1) Bu program kapsamında desteklenecek proje giderlerine Kurul karar verir. Ancak bina inşaat veya tadilat, gayrimenkul alım, tefrişat, taşıt aracı alım ve kiralama, haberleşme, enerji ve su ile finansman giderleri, proje ile ilgili olmayan personel giderleri, proje ile ilişkilendirilmemiş diğer maliyetler, vergi, resim ve harçlar, sosyal güvenlik primleri desteklenmez.

Proje süresi, destek üst limit ve oranı
MADDE 9 - (1) Program kapsamında desteklenecek projenin süresi en az 6 (altı) ay, en fazla 24 (yirmidört) aydır. Kurul kararı ile 12 (oniki) aya kadar ek süre verilebilir.

(2) Proje destek üst limiti 750.000 (yediyüzellibin) TL olup, bu miktarın 250.000 (ikiyüzellibin) TL’lik kısmı geri ödemesiz, 500.000 (beşyüzbin) TL’lik kısmı ise geri ödemelidir.

(3) Proje faaliyet kalemlerine ilişkin verilecek destek miktarları Kurul tarafından belirlenir.

(4) Proje destek oranı 1. ve 2. Bölgelerde % 50 (elli) olup; 3. ve 4. Bölgelerde bu oran % 60 (altmış) olarak uygulanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Proje Destek Süreci
İzleme
MADDE 10 - (1) Proje faaliyet aşamalarına ilişkin olarak işletici kuruluş tarafından hazırlanan raporların Kurul tarafından kabul edilen proje dokümanına uygunluğu ve proje sonucunun izlenmesi ve değerlendirilmesi KOSGEB personeli tarafından ve/veya hizmet alımı yolu ile yapılır.

PR-06/00 Rev. Tarihi: .../…/20.. 4
Destek ödemeleri
MADDE 11 - (1) İşletici kuruluş, proje dokümanında yer alan faaliyetlere ilişkin raporlar ile bu faaliyetler için yapılan giderlere ilişkin belgeleri ilgili KOSGEB Birimine sunar.

(2) KOSGEB Birimi tarafından faaliyet raporu ile harcama belgeleri incelenir, değerlendirilir.

(3) Faaliyet raporu ile harcama belgelerinin uygun bulunması halinde işletici kuruluşun banka hesabına destek ödemesi yapılır. Ancak işletici kuruluşun talebi ve KOSGEB Biriminin uygun bulması halinde, destek ödemesi mal ve/veya hizmetin alındığı tedarikçinin banka hesabına da yapılabilir.

(4) Geri ödemeli destek ödemesinin yapılabilmesi için, destek ödemesinden önce işletici kuruluş veya ortaklarından destek tutarı kadar teminat alınır.

(5) Geri Ödemeli Destekler kapsamında yapılacak geri ödemeler, proje bitiminden sonra 6 (altı) ayı ödemesiz olmak üzere, üçer aylık dönemler halinde 8 (sekiz) eşit taksitte yapılır. Geri ödemeli desteklerde faiz ve komisyon uygulanmaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Çeşitli ve son hükümler
MADDE 12 - (1) Herhangi bir KOSGEB Birimi tarafından başvurusu reddedilen proje için başka KOSGEB Birimine başvurulamaz.

(2) Projesi tamamlanan işletici kuruluş tarafından hazırlanacak sonuç raporu, Kurul tarafından değerlendirilerek projenin başarı ile tamamlanıp tamamlanmadığına karar verilir.

(3) İşletici kuruluşun tasfiyesi halinde destek süreci sonlandırılır. İşletici kuruluşun, devri, başka bir işletme ile birleşmesi ve nev’i değişikliği durumunda ise, destek kapsamına alınan projenin devam ettirilmesi şartıyla bu husus Kurulda değerlendirilerek; destek sürecinin devamına veya sonlandırılmasına karar verilir.

(4) Yurtdışından satın alınan mal ve hizmetlerde bedelin faturada döviz cinsinden belirtilmesi durumunda, T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden ve faturanın düzenlendiği tarih esas alınarak Türk Lirası olarak ödeme yapılır.

(5) İşletici kuruluş; sahip ve ortakları ile bunların eşinden, annesinden, babasından, çocuğundan ve bunların sahibi/ortağı olduğu işletmelerden destek kapsamında mal/hizmet satın alamaz, böyle bir durumun tespit edilmesi durumunda destek ödemesi yapılmaz.

(6) Kurulun oluşumu ve çalışma esasları programın uygulama esaslarında belirlenir.

(7) Kurulda görev alan üyelerden, öğretim üyesi olanlara ilişkin hizmet bedelinin tamamı KOSGEB tarafından karşılanır.

(8) Program kapsamında yapılan proje başvurularının değerlendirme ve izleme süreçlerinde görev alan kişilere sunulan bilgi ve belgeler, başvuru sahibine ait ticari gizli bilgi olarak kabul edilir ve üçüncü kişilere herhangi bir yolla aktarılamaz.

PR-06/00 Rev. Tarihi: .../…/20.. 5
(9) Proje kapsamında desteklenerek satın alınan makine, teçhizat, sistem, modül, yazılım ve benzeri taşınırların mülkiyeti İşletici Kuruluş tüzel kişiliğine ait olup, temininden itibaren 3 (üç) yıl süresince başka şahıs, kurum/kuruluşlara hiçbir şekilde kiralanamaz veya devredilemez.

(10) 16 Temmuz 2009 tarih ve 27290 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı” ile belirlenmiş olan bölgelerde değişiklik yapılması veya yeni bir tanım getirilmesi durumunda, program kapsamında Başkanlık tarafından gerekli düzenleme yapılır.

(11) Ödemeye esas belgelerde destek tutarı hesaplanırken katma değer vergisi destek kapsamı dışında tutulur.

(12) Aynı gider gerçekleşmesi için farklı kurum/kuruluşlardan destek alınamaz. Bu husus taahhütnamede de yer alır.

Uygunsuzluk
MADDE 13 - (1) Programın uygulanması sırasında ve sonrasında KOSGEB mevzuatına uygun olmayan durumların tespiti halinde, KOSGEB Destek Programları Yönetmeliği kapsamında işletici kuruluşa verilen desteklere ilişkin tüm süreçler durdurulur. Uygunsuzluğun giderilmemesi ve uyuşmazlık halinde, uyuşmazlığa konu olan destek tutarı, KOSGEB alacağı olarak yasal faizi ile birlikte KOSGEB tarafından tahsil edilir. Uyuşmazlık sona erdiğinde ve işletici kuruluşun müracaatı halinde destek süreci devam eder.

(2) Bu program kapsamında ortaya çıkan uygunsuzluklarda, Başkanlıkça uygulanan Uygunsuzluk Yönergesine göre işlem yapılır.

Destek programı uygulama esasları
MADDE 14 - (1) Destek Programı Uygulama Esasları, Başkanlık tarafından hazırlanır ve KOSGEB Başkanının onayı ile yürürlüğe girer.

Yürürlük
MADDE 15 - (1) Bu program, KOSGEB İcra Komitesi’nin onayı ile yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 16 - (1) Bu programı KOSGEB Başkanı yürütür.




KOSGEB TARAFINDAN VERİLECEK HİZMETLER VE DESTEKLERDEN YARARLANACAK KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERE İLİŞKİN SEKTÖREL VE BÖLGESEL ÖNCELİKLERİN
BELİRLENMESİ HAKKINDA KARAR
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Kararın amacı; KOSGEB tarafından verilecek hizmetler ve desteklerden yararlanacak küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ilişkin sektörel ve bölgesel önceliklerin belirlenmesidir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Karar, 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Kararın uygulanmasında;
a) KOBİ: Küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri,
b) KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığını,
c) Liste: Bu Karara ekli (1) sayılı listeyi,
ç) NACE Rev. 1.1: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması, Revize 1.1’i,
d) NACE Rev. 2: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması, Revize 2’yi,
ifade eder.
Sektörel öncelikler
MADDE 4 - (1) KOSGEB tarafından verilecek hizmet ve desteklerden yararlandırılacak KOBİ sektörleri, NACE Rev. 2 esas alınarak oluşturulan Listede belirtilmiş olup NACE Rev. 2’ye göre sınıflandırmaya geçiş sağlanıncaya kadar destek işlemlerinin kesintiye uğramaması amacıyla; Listede belirtilen NACE Rev. 2 sektörlerine karşılık gelen sektörler kullanılmak kaydıyla, NACE Rev. 1.1 sınıflandırması da kullanılabilir. İmalat sanayi sektöründeki KOBİ’ler, KOSGEB tarafından öncelikli olarak desteklenir.
(2) KOSGEB tarafından uygulanacak bilgilendirme, bilinçlendirme ve yönlendirme hizmetlerinden Listede yer almayan sektörlerdeki KOBİ’ler ve girişimciler de yararlandırılabilir.
Bölgesel öncelikler
MADDE 5 - (1) KOSGEB tarafından yürütülecek program, proje, hizmet ve desteklerin özelliği dikkate alınarak; coğrafi uygulama alanlarına göre değişen destek oranı, destek limiti, kota ve kontenjan uygulamaları KOSGEB tarafından gerçekleştirilebilir. Bu madde kapsamındaki uygulamalarda, 14/7/2009 tarihli ve 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile belirlenen bölgesel kademelendirmeye ve anılan Kararda yapılabilecek değişikliklere göre sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olan bölgelerde kalkınmayı sağlama ve istihdamı artırma amacı, öncelikli olarak gözetilir.
2004/7131 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik
MADDE 6 - (1) 22/3/2004 tarihli ve 2004/7131 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmelerinin Geliştirilmesi ve Desteklenmesi Amacıyla KOSGEB Tarafından Uygun Koşullarda Finansal Destek Sağlanması Hakkında Kararın;
a) Başlığında ve 1 inci ve 2 nci maddelerinde yer alan “Sanayi İşletmelerinin” ibareleri “İşletmelerin”,
b) 3 üncü maddesinde yer alan “ ek 1 inci maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelikte tanımlanan sanayi işletmelerini” ibaresi “ek 1 inci maddesine göre belirlenen küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri”,
c) 5 inci maddesinde yer alan “sanayi işletmelerine” ibaresi “işletmelere”, “sanayi işletmelerini” ibaresi “işletmeleri”,
şeklinde değiştirilmiştir.
Yürürlük
MADDE 7 - (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 8 - (1) Bu Karar hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı yürütür.


DETAYLI BİLGİ İÇİN:
http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=5

Toptan ve perakende şarap satışını gerçekleştirecek yeni bir kanal projesi WINESHOP

WINESHOP

Tanımı:
Şarap tadımı-lansmanı-seminerleri vs.. de yapılabilecek, mini yemek noktaları ile birlikte kurgulanmış, zevkli zaman geçirilebilecek, toptan - perakende ve kadeh şarap ağırlıklı alkollü içkiler satış ve sunum mağazası

Amaç:
Organize perakende sektörüne, şarap üreticilerinin bizzat kendi perakende şirketleri ile katılarak zincir mağazaların anormal talepleri karşısında alternatif ve maliyeti daha düşük seçenek yaratmak.

Türkiye’nin tamamına yayılarak bir zincir olmak suretiyle toptan ve perakende şarap satışını gerçekleştirecek yeni bir kanal yaratmak.

İçerik:
• Minumum 350 m2 ve üzeri bir mağaza da şarap üreticilerine kendi şaraplarını sergileyebilecekleri 15-20 ve/ya üzeri bir M2 alan tahsis edilecektir.
• Orta alan tüm şarap üreticilerinin ve tüketicilerin kullanacağı oturma alanı olacaktır. Bu mekan aynı zaman da Şarap üreticilerinin tadım, tanıtım, lansman, relansman, etkinlik ve toplantı alanı olacaktır.
• Kimi bölgelerde, depo/ofis kurmamış şarap üreticilerinin satıcıları için telefon, faks, wireless vb donanımları ile kurulmuş mini business toplantı odaları yapılacak ve şarap üreticilerine hizmet verecek ortamlar yaratılacaktır.
• Koli bazında ve şişe bazında birlikte satış yapılacaktır.
• “Haftanın şarapları” bölümünde yapılacak kampanyalar ile toptan satış teşvik edilecektir.
• Mevsimine göre şarap satışını perakende ve toptan olarak artıracak
o Roze Şarap Haftası
o Beyaz/ Kırmızı Şarap Haftası
o Cabernet Sauvignon Haftası
o Ekolojik Şarap Haftası vb etkinlikler düzenlenecektir.

• Wineshop mekanları belirlenirken on trade noktaların yoğunluğu gözetilecek(Beyoğlu İstanbul, Boğaz hattı İstanbul, Bagdat caddesi İstanbul, Kordon İzmir, Kemer, Kundu Antalya, Sakarya, Tunalı Hilmi Ankara vb) ve bulunulan bölgedeki tüm on trade mekanlara indirim ve/ya üye kartı çıkarılacaktır.

• Wineport mekanlarını belirlerken diğer temel öncelik nihai tüketicinin yoğun olduğu mekanlar ve uygun kiraları olan AVM’ler tercih edilecektir.

• Ağırlığı şarap olmakla birlikte çekim merkezi olabilmek için 1-2 mekan “Ağır Alkollü İçkiler” butiği olacaktır. (Cognac, Armagnac, Calvados, Grappa, Malt whisky vb)

• Mekanın büyüklüğüne göre market yazarkasaları konulacaktır. (Diğer bir sistem alternatifi ise, her misafire, yapacağı tüm alışveriş ve yeme içme harcamalarının işleneceği bir kart verilmesidir. Satın alınan ürün ve/ya hizmet tutarı kasalarda tahsil edilerek, misafirin işletmede bulunduğu süreyi rahat ve keyifli geçirmesi sağlanır. Kartsız giriş çıkışa izin verilmez. Teslimatlar kapıda yapılır)

• Mağazanın içerisinde şarap tadımı ile uyumlu farklı ürün standları bulunacaktır.
o Peynir
o Şarküteri
o Salata
o Çikolata vb

Mekanizma:
Tüm masraflar katılımcı şarap ve stand sahiplerine “Avm ortak alan masraflarını hesaplama sistemi” çerçevesinde eşit olarak paylaştırılacaktır.
Business ofis kullanımları ayrıca ücretlendirilecektir.

Kiralanacak yerin büyüklüğüne ve katılımcı şarap üreticilerinin sayısına göre masraflar değişecektir.

Analiz:
Zincir mağazaların yıllar itibariyle şarap cirosu*:
2006 yılı 83,868,000 TL
2007 yılı 86,143,000 TL
2008 yılı 91.527.000 TL
2009 yılı 98. 241.000 TL
*Tutarlar Metro satış rakamlarını içermemektedir.

Şarap üreticilerinin tamamı zincir mağaza operasyonlarından zarar etmekte ve/ya kar etmemektedir.
Yukarıda belirtilen ciroların % 78’i şarap üreticilerinin, kalan % 22 de tüketicilerin cebinden çıkmakta ve Zincir mağazaların kasalarına girmektedir.

2006 ve 2009 yılları arasında Zincir Mağazalar şaraptan 359.779.000 TL ciro yapmıştır. Şarap Üreticileri de bu cironun % 78’ini (280 milyon TL) giriş bedeli, mağaza açılışı, aksiyon, lojistik, dağıtım, ciro vs.. akla hayale gelmeyecek bir dizi zorlanmış iskontolar yoluyla zincir mağazalara ödemiştir. Kazanan zincir mağazalar, kaybeden şarap üreticileri ve tüketiciler olmuştur.

2006 – 2009 yılları arasında şarap üreticileri yukarıda belirtilen Wineshop adında ki perakende ve toplam satış mağazalarından;
• 100 adet Türkiye’nin muhtelif yerlerine açmış olsalardı mağaza başına 2.800.000 TL yatırım yapabilirlerdi.
• 250 adet Türkiye’nin muhtelif yerlerine açmış olsalardı mağaza başına 1.120.000 TL yatırım yapabilirlerdi.

Yukarıda bahsedilen Wineshop konseptli bir mağaza bu tutarlardan çok daha az bir sermayeye ihtiyaç hissetmektedir.
Sektör, bir araya gelebilmesi halinde çok ciddi sermaye büyüklüklerine ulaşabilecek ve kendisine yeni alternatifler yaratabilecek güçtedir.

Zincir mağazaları finanse edeceğimize Türkiye’nin her şehrinde kendi mağazalarımızı, kendi WINESHOP’larımızı açabiliriz.


Sık sorulan sorular:

Soru: Kurulacak perakende ve toptan hizmet verecek WINESHOP şirketi kimin olacak?
Cevap: Katılmak isteyen Şarap üreticilerinin olacak.

Soru:Hisseler nasıl paylaşılacak?
Cevap:Katılımcı Şarap üreticileri karar verecek. Vinovasyon önerisi: Domine edici hisse olmaması faydalı olacaktır.

Soru:Şirket yapısı ne olacak?
Cevap:Çok ortaklı anonim şirket

Soru:Vinovasyon ne yapacak?
Cevap:Mağaza bulunması, bulunan mağazaların mali, tüketici ve toptan öncelik fizibilitelerinin çıkarılması, mimari projenin hazırlanması, şarap üreticilerinin kendi dekorasyonlarını yapabilecekleri aşamaya kadarki tüm altyapı çalışmalarını, şarap dışı standların kira görüşmelerinin yapılması ve sonuçlandırılmasını, olası franchising görüşmeleri, tüm mağazaların yönetimini yapacaktır.

Soru:Şarap üreticileri ortak amaçları ve sorunları etrafında neden birleşemiyorlar?
Cevap:Diğer sektörlerden bağımsız olarak şarap sektörü üreticileri birbirlerine sürekli zarar vermektedir. Profesyonel piyasa ve pazar araştırmaları yetersiz ve kısıtlı olduğundan üreticiler birbirlerine gerçek olmayan bilgileri aktarmaktadır. Bilgi kirliliğinin en yoğun olduğu sektör olması nedeniyle, doğal olarak üreticiler arası güvensizliğin de en yoğun olduğu sektördür. Bu nedenlerle sektör sorunları konuşulamadığı için ve/ya konuşulduğunda da samimi olunmadığı ve her üreticinin gizli başka ajandası olduğu için sektörde birlikler kurulamamakta, işbirlikleri gizli ajanda kurbanı olmaktadır.

Soru:Çözüm?
Cevap:Artık dünya değişiyor. Krizlerin biçim ve içerikleri değişiyor. Yeni dünyayı eski alışkanlıklar ile yönetmek mümkün olmuyor. Akılcı, esnek işbirlikleri çağı ve dönemi başlamıştır. Son örneği bankaların ATM’leri birleştirmeleri konusunda ki işbirliğidir. Şarap üreticileri de akılcı ve esnek işbirlikleri yapacaktır. Başka çare yoktur! Devlet, bankalar, tefeciler, akılsız ve gereksiz rekabet kıskacında batacak ve/ya sektörden çıkacak şarap şirketleri çoğalacaktır. Evet, çözüm akılcı ve esnek işbirliğidir ve Dünya* pratiğinin ve Türkiye’de ki diğer sektör pratiklerinin gösterdiği gibi mümkündür.
* “Tedarikçiler de birleşmeli
Üreticilerin kendini yeni döneme hazırlaması ve üretimini standarda sokması gerektiğini söyleyenler de var. Tesco Kipa Özel Marka Ticaret Müdürü Ahmet Yontar, perakendeciler birleşirken tedarikçilerin de birleşeceğini, güç birliği yapması gerektiğini söylüyor. Bu konuda İngiltere’yi örnek gösteren Yontar, “Orada perakendecilerin birleşmesi ya da büyüklerin küçükleri alması gibi gelişmeler oldu. Ancak ardından tedarikçiler de birleşti. Bizde de böyle olacağını düşünüyorum” diyor. “
http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=3031

Soru:Yukarıdaki soru ile de bağlantılı olarak, Şarap üreticileri birlikte bir “Dağıtım - Pazarlama Şirketi” kuramamışken WINESHOP konseptli bir “Perakende Satış Şirketi” kurabilir mi?
Cevap:PR, Tanıtım, Zincir Mağazalara alternatif yeni kanallar yaratmak istiyorlarsa kurmaları gerekir. Aksi halde zincir mağazaları finanse etmeye dolayısıyla da zarar etmeye devam edeceklerdir. Bu sorunun cevabı, Zincir mağazaları mı finanse edeyim, kendi WINESHOP mağazalarımı mı finanse edeyim sorusunu nasıl cevap vermek istediklerine bağlıdır.

Soru:Şarap üreticilerinin WINESHOP mağazalarını yaygın bir şekilde açacak bir finansal gücü var mı?
Cevap:Evet var. Zincir mağazalarda ürünlerini satmak için verdikleri iskonto, bedelsiz, nakit vb destekleri toplamaları şarap üreticilerinin gerçek finansal gücünün ne olduğunu orta çıkaracaktır.

Soru:Zaten, Zincir Mağazalara mal satmayan/satamayan şarap üreticileri WINEPORT projesine neden dahil olsun?
Cevap:Tüm şarap üreticileri geçmişinde veya halen zincir mağazalar ile çalışmış, çalışmakta ve/ya çalışmak istemektedir. Bir kısmı geçmişte çalışmış, zincir mağazaların akıldışı taleplerinin yarattığı maliyetleri görünce çıkmış/çıkmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle Zincir mağazalara mal vermeyen ve/ya mal vermek istemeyen üretici yoktur.
• Zincir mağazaların aşırı taleplerini karşılayamadığı için mal veremeyen üretici vardır.
• Geçmişte mal vermiş maliyetin yüksek olması nedeniyle çıkmış üretici vardır.
• Halen bu masrafları karşılayarak ileri de belki kar ederim beklentisinde olan üreticiler vardır.
WINEPORT projesi bu nedenle zincir mağazalara mal vermeyen/veremeyen şarap üreticilerine de kendi organize perakende kanalını yaratma fırsatı verdiği için dahil olmalıdırlar.



VİNOVASYON KİMDİR ?

PERRAN ARIBAL
Ankaralı olan Arıbal, uzun yıllardır içinde bulunduğu şarap sektörüne; 1997 yılında Kavaklıdere Şarapları A.Ş.’ de Halkla İlişkiler, Eğitim ve Reklam Sorumlusu olarak adım atmıştır. 2005 Şubat ayında emekli olduğu Kavaklıdere Şarapları’nda bulunduğu süre içerisinde hem nihai tüketici hem servis personeli hem de şarap sektörü çalışanlarının eğitiminde farklı tekniklerin yaratılması ve gerçekleştirilmesi, tadım organizasyonları, yeni ürün lansmanları, basın ilişkileri gibi pazarlama ve tanıtım konularında çalışmıştır.
2005 Şubat'ında ise İstanbul'a gelerek, 2007 yılına kadar, sektörde bulunan Napa California Şarapları, Kerme Fransız Şarapları ve Corvus ile tadım, eğitim ve tanıtım konularında sürdürdüğü çalışmalarını Kayra Şarap Akademisi Eğitim Müdürü olarak devam ettirmiştir.
Kasım 2008 itibariyle, tarafsız ve atölye çalışmaları ağırlıklı eğitimler veren "Anatolian Wineyards" ekibiyle birliktedir.

Ocak 2010 tarihi itibariyle Vinovasyon Ltd Şti kurucularındandır..

JEAN LUC COLIN
Fransa’daki üst düzey eğitimine Nantes Üniversitesi’nde “Gıda Tarımına Uygulanmış Bitki Fizyolojisi” eğitimi alarak başlamıştır. Daha sonra bağcılık ve şarapçılık üzerine Bordeaux Üniversitesi’nde başladığı eğitimini Bordeaux Üniversitesi Şarap Uzmanlığı Bölümü’nde tamamlamıştır. Profesyonel hayatına 1990–1991 yıllarında başlayarak Bordeaux (Pessac-Leognan ve Barsac) ve Armagnac'da çeşitli şatolarda yardımcı şarap üretim uzmanı olarak çalışan Colin, 1991–2002 yılları arasında Kavaklıdere Şarapları AŞ'de şarap üretim sorumlusu olarak çalışmıştır. Kavaklıdere firmasında, özellikle Türkiye bağcılık ve şarapçılık sektörüne “Narince”, “Öküzgözü”, “Boğazkere” ve “Kalecik Karası” üzümlerinin üretilmesine destek vererek bunlardan yapılan monosepaj şarapların piyasaya sunulmasını sağlamıştır. 2002 yılında kurduğu Anatolian Vineyards şirketi ile Sevilen, Pamukkale ve Mey’e danışmanlık hizmeti veren Jean Luc Colin, halen Selendi, Yücel Wineyards, Umurbey Şarapları, Diren Şarapları ve Yenidoğuş Şarapçılık için üretim danışmanlığı yapmaya devam etmektedir. 19 senedir Türkiye’de yaşayan Jean Luc Colin, Türk şarapçılığının geliştirilmesi ve dünyaya tanıtılması amacıyla yaptığı çalışmaları gerek yazdığı yazılar, gerek katıldığı konferans ve söyleşiler, gerekse yurtdışı şarap otoriteleri ile birlikte sürdürmektedir.

Ocak 2010 tarihi itibariyle Vinovasyon Ltd Şti kurucularından olmuştur.
Jean Luc Colin, Fransa’daki üst düzey eğitimine Nantes Üniversitesi’nde “Gıda Tarımına Uygulanmış Bitki Fizyolojisi” eğitimi alarak başlamıştır. Daha sonra bağcılık ve şarapçılık üzerine Bordeaux Üniversitesi’nde başladığı eğitimini Bordeaux Üniversitesi Şarap Uzmanlığı Bölümü’nde tamamlamıştır. Profesyonel hayatına 1990–1991 yıllarında başlayarak Bordeaux (Pessac-Leognan ve Barsac) ve Armagnac'da çeşitli şatolarda yardımcı şarap üretim uzmanı olarak çalışan Colin, 1991–2002 yılları arasında Kavaklıdere Şarapları AŞ'de şarap üretim sorumlusu olarak çalışmıştır. Kavaklıdere firmasında, özellikle Türkiye bağcılık ve şarapçılık sektörüne “Narince”, “Öküzgözü”, “Boğazkere” ve “Kalecik Karası” üzümlerinin üretilmesine destek vererek bunlardan yapılan monosepaj şarapların piyasaya sunulmasını sağlamıştır. 2002 yılında kurduğu Anatolian Vineyards şirketi ile Sevilen, Pamukkale ve Mey’e danışmanlık hizmeti veren Jean Luc Colin, halen Selendi, Yücel Wineyards, Umurbey Şarapları, Diren Şarapları ve Yenidoğuş Şarapçılık için üretim danışmanlığı yapmaya devam etmektedir. 19 senedir Türkiye’de yaşayan Jean Luc Colin, Türk şarapçılığının geliştirilmesi ve dünyaya tanıtılması amacıyla yaptığı çalışmaları gerek yazdığı yazılar, gerek katıldığı konferans ve söyleşiler, gerekse yurtdışı şarap otoriteleri ile birlikte sürdürmektedir.

Ocak 2010 tarihi itibariyle Vinovasyon Ltd Şti kurucularındandır.

ŞAKİR AKIŞIK
Ekonomist olan Şakir Akışık; iş hayatına 1987 yılında Koç Holding’e bağlı Düzey Pazarlama A.Ş.’de başlamıştır. 17 yıl Düzey Pazarlama AŞ’de sırası ile Adana, Antalya, Ankara, Azerbeycan (Şirket), İstanbul Bölge Müdürlüğü sonrasında Türkiye Satış Müdürlüğü yapmıştır.
Şarap sektörüne geçişi Kavaklıdere şarapları sayesinde olmuştur. 2004 yılında Kavaklıdere – Kavmar A.Ş.’de Genel Satış Koordinatörlüğü, 2007 yılında Doluca Pazarlama A.Ş.’de Türkiye Bölgeler Müdürlüğü görevini yürütmüştür.

2009 yılında kurduğu Silis Danışmanlık şirketi ile Alışveriş merkezlerine konsept mağazacılık konusunda, reklam sektörüne ve şarap üreticilerine “Satış ve Satış yönetimi” konusunda danışmanlık hizmeti vermektedir.

Nisan 2009 itibariyle, Silis Danışmanlık ve Anatolian Vineyards bir dizi ortak projede işbirliği yapmıştır.

Ocak 2010 tarihi itibariyle Vinovasyon Ltd Şti kurucularındandır.



Copyright © Birleşik Anadolu Şarap Üreticileri Platformu-Vinovasyon 2009
Her Hakkı Saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

2009 Hanehalkı Tüketim Harcaması Sonuçları

SİLİS DANIŞMANLIK YORUMU: Alkollü içecek, sigara ve tütün ürünlerinin tüketim malları harcaması içindeki payı % 3,8 den % 4,1 çıkmıştır.Kapalı alanlarda sigara ve tütün ürünlerinde uygulanan yasak nedeni ile artışın bu ketegoriden kaynaklanmamaktadır. % 0,3 düzeyindeki artış aklollü içecek artışından gelmektedir. Esasen alkollü içeceklerdeki bu artışda kayıt dışıdan, kayıt içine geçişten kaynaklanmakta olup gerçek bir tüketim artışına karşılık gelmemektedir.

Ülkemizde, yeme - içme sektörünün toplam cirosu 6 Milyar Euro civarındadir. Bu rakam, ispanyada 40 Milyar Euro, Amerikada 350 Milyar Euro'dur.Tabloda asıl sevindirici olan, yeme- içme kategorisindeki Otel, Lokanta, Pastane grubunun tüketim içindeki payının % 4,4'den, % 5,2'ye çıkmasıdır. Yeme- içme sektöründe pazarın büyümesi, sektörün en önemli partneri olan şarap sektöründe de yeni fırsatlar yaratmaktadır.
Saygılarımla
Şakir Akışık


Türkiye genelinde hanehalklarının yaptığı toplam tüketim harcamalarının içinde en yüksek payı % 28,2 oranıyla konut ve kira harcamaları alıyor

2009 Hanehalkı Bütçe Araştırması’ndan elde edilen sonuçlara göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı % 28,2 oranıyla konut ve kira harcamaları alırken, harcamaların % 23’ü gıda ve alkolsüz içeceklerden oluşmaktadır. Türkiye genelinde yapılan harcamalar içinde eğitim hizmetleri ve sağlık harcamalarının payı aynı olup sadece % 1,9'dur.

Türkiye’de hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 1 688 TL’dir

Türkiye’de hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 1 688 TL olarak tahmin edilirken, bu rakam kentsel yerlerde 1 891 TL, kırsal yerlerde ise ortalama 1 181 TL olarak tahmin edilmiştir.

2009 yılında konut ve kira ile ulaştırmaya ayrılan payda 2008’e göre düşüş gözlenirken gıda ve alkolsüz içecekler ile ev eşyası harcamalarına ayrılan pay artmıştır

2008 ve 2009 Hanehalkı Bütçe Araştırmalarından elde edilen sonuçlar karşılaştırıldığında; 2008 yılında % 22,6 olan gıda harcaması payının 2009’da % 23 olarak gerçekleştiği, konut ve kira harcamaları payının % 29,1’den % 28,2’ye, ulaştırma harcamaları payının % 14,1’den % 13,6’ya, giyim harcamaları payının ise % 5,4’ten % 5,1’e düştüğü; alkollü içecek, sigara ve tütün harcamalarının % 3,8’den % 4,1’e, ev eşyası harcamalarının % 5,8'den % 6,2'ye, otel, lokanta ve pastane harcamalarının ise % 4,4’ten % 5,2’ye yükseldiği gözlenmiştir.

Düşük gelirli hanehalkları, yüksek gelirli hanehalklarına göre gıdaya iki kat daha fazla pay ayırıyor

Gelire göre sıralı % 20’lik gruplar itibariyle tüketim harcamalarının dağılımına bakıldığında; birinci % 20’lik grupta yer alan hanehalklarının gıda harcamasına ayırdıkları pay % 34 iken, beşinci % 20’lik gruptaki hanehalklarının gıda harcamalarına ayırdığı payın % 17,4 olduğu gözlenmektedir. Eğitim hizmetleri harcamalarının oranı ise birinci % 20’lik grup için % 0,7 olurken, beşinci % 20’lik grup için % 3,1’dir.

Toplam gıda ve alkolsüz içecekler harcamasının % 13,5’ini gelire göre sıralı birinci % 20’lik grupta yer alan hanehalkları, % 27,7’sini ise beşinci % 20’lik grupta yer alan hanehalkları yapmaktadır. Konuta yapılan harcamaların % 9,6’sı birinci % 20’lik grupta yer alan hanehalklarına ait iken % 32,7’si beşinci % 20’lik grupta yer almaktadır. Toplam eğitim hizmetleri harcamalarında ise birinci % 20’lik grubun payı % 3,2 iken beşinci % 20’lik grubun payı % 60,4’tür.

Harcama kalıpları, hanehalkının temel gelir kaynağına göre değişiyor

Hanehalkının temel gelir kaynağına göre tüketim harcamalarının dağılımı incelendiğinde; temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hanehalkları % 27,9 ile en yüksek payı konut harcamalarına; en düşük payı ise % 1,7 ile sağlık harcamalarına ayırmışlardır. Temel gelir kaynağı müteşebbis geliri olan hanehalklarının harcamaları içinde en yüksek payı % 25,9 ile gıda harcamaları alırken, en düşük payı % 2 ile sağlık harcamaları almaktadır.

Butik şarap üretimi hobi olmaktan çıktı

14.07.2010
DÜNYA GAZETESİ
Muhabir : Sayime BAŞÇI

İSTANBUL - İş dünyasının önde gelen temsilcilerinin maliyetli hobileri arasında öne çıkan butik şarap üretimi, yatırım büyüklükleri ve satış gelirleri ile önemli bir ticari faaliyete dönüştü. Güler Sabancı'dan, Lucien Arkas'a, Akın Öngör'den Reşit Soley'e, Rıza Kutlu'dan Can Ortabaş-Bülent Akgerman ortaklığına kadar iş dünyasından birçok ismin tutku ile sürdürdüğü bu hobi, bugün şarap sektöründeki butik üretimin de iskelesi durumunda. Patronların, kiminin kariyerini bir kenara iterek kiminin de emeklilik döneminde Türkiye'nin farklı bölgelerindeki bağları ile başladığı şarap üretimi, bugün hobiden çok önemli bir ticari faaliyete dönüşmüş durumda.

İş dünyası tarafından yüksek kalite ve fiyat dengesi ile üretilen şaraplar, toplam butik üretimin önemli bir kısmını teşkil ederken, ortaya çıkan sinerji de sektörde kalite çıtasını bir hayli yukarı çekti. Bugün 70 milyon litreye ulaşan şarap sektörünün yaklaşık yüzde 5'ini butik üretim oluşturuyor. 3 büyük üretici Kavaklıdere, Doluca ve Mey dışındaki butik üretimin cirodaki payı da her geçen gün artmaya devam ediyor.

Finansman baskısı hobileri ticarete dönüştürdü

İş dünyasının ünlü üreticilerinin de içinde yer aldığı, Birleşik Anadolu Şarap Üreticileri Platformu'nda üreticilere danışmanlık hizmeti veren Şakir Akışık, iş dünyasının şarap ile ilgili çalışmalarının sektöre pozitif yansıdığını kaydetti. Uzun zaman Kavaklıdere'de çalışan Akışık, bu tür üreticilerin sektöre girmesi ile kalite çıtasının yükseldiğine dikkati çekti. Akışık, bağcılık işine giren iş adamlarının butik üretim yapmaları nedeni ile Premium segmentine yöneldiklerini kaydederek, "Son dönemde vizyoner bakışları gelişmiş, mevcut işlerinde zaten başarıları yakalamış bir grup bu işleri görüyor. hobi olarak başlıyor ama milyon dolarlık yatırımın ardından biraz da finansal baskılar nedeni ile ticari bir değer taşıyor. Asıl gerçekle de o zaman karşılaşıyorlar. Sektöre ciddi bir ivme kazandırıyor bu üreticiler. Pazarı domine eden 3 büyük üretici de kendi ürünlerini biraz daha yukarı kalitede pozisyonlama ihtiyacı hissediyor. Bunlar volüm üreticisi olmalarına rağmen, artık ayrı bir Premium ürün üretmeye başlıyorlar" diye konuştu.

2010 Haziran Ayı Tüketici Güveni Endeksi: Tüketici hala kötümser

2010 Haziran ayında Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre %1,68 oranında arttı; Mayıs ayında 86,58 olan endeks Haziran ayında 88,04 değerine yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi ile Tüketicilerin harcama davranış ve beklentileri değerlendirilmektedir. Anket sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi’ nin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu göstermektedir.

Tüketici Güven endeksindeki artış, tüketicilerin mevcut ve gelecek dönem satın alma gücü, gelecek dönem genel ekonomik durum ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu durumlarına dair değerlendirmelerinin iyileşmesinden kaynaklanmaktadır.

Satınalma Gücü Paritesi, Gıda, İçki ve Tütün 2009

Gıda, İçki ve Tütün Grubuna ilişkin 2009 yılı karşılaştırmalı fiyat düzeyi endeksleri açıklandı.

Bu haber bülteninde, EUROSTAT ve OECD işbirliğiyle yürütülen Satınalma Gücü Paritesi çalışmaları çerçevesinde Avrupa Karşılaştırma Programına katılan 37 ülke için, “Gıda, İçki ve Tütün” ve alt gruplarına ilişkin 2009 yılı karşılaştırmalı fiyat düzeyi endeksleri verilmektedir.

Karşılaştırmalarda, 27 Avrupa Birliği ülkesi, 3 aday ülke (Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya), 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç) ile 4 Batı Balkan ülkesi (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ ve Sırbistan) kapsanmaktadır.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda en pahalı ülke Norveç, en ucuz ülke ise Makedonya’dır.

Karşılaştırmalarda, Satınalma Gücü Paritesi kullanılarak elde edilen fiyat düzeyi endeksleri temel alınmıştır. Endeksler, Avrupa Birliğine üye 27 ülkenin ortalaması 100 olacak şekilde hesaplanmıştır

2009 yılı sonuçlarına göre, “Gıda ve Alkolsüz İçecekler” grubunda Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin ortalama fiyat düzeyi 100 iken, 37 ülke içinde Norveç 154 ile en yüksek, Makedonya ise 52 ile en düşük fiyat düzeyine sahiptir. Türkiye’nin “Gıda ve Alkolsüz İçecekler” grubundaki fiyat düzeyi endeksi 77 olup, alt gruplar itibarıyla fiyat düzeyi endeksleri aşağıda verilmektedir.

Nielsen Markalar Araştırması

FMCG ve Retail Pazarı

Çarşamba, 02 Haziran 2010

Nielsen’ın tüketicinin belli bir ürün kategorisi için aklına gelen ilk markayı ortaya koyan araştırması Markalar’ın 16. yıl sonuçları açıklandı. Uzun yıllardır merakla beklenen ve artık bir sektör klasiği haline gelmiş olan Markalar çalışması her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk tüketicisinin zihin payını ölçümlemeye devam ediyor.

“Aklınıza ilk gelen marka nedir” diye sorulduğunda, Arçelik 10 yıldan uzun süredir sürdürdüğü liderliğini bu yıl yine korudu. Adidas, bu yıl Arçelik’in ardından en çok hatırlanan ikinci marka olurken, Ülker ve Nike bu iki markayı takip etti.

Tüketicilerin kendilerine yakın hissettikleri markaların başında, geçen yıl da olduğu gibi Arçelik, hemen ardında onu yakından takip eden Ülker yer alıyor. Adidas son 3 yıldır artan “yakınlaşma” trendini sürdürüyor, Arçelik ve Ülker’in ardından tüketicilerin kendilerine en yakın hissettikleri 3. marka.

Kategoriler bazında ayrı ayrı sorgulanarak, 2009’da lider durumda olan markaların 2008’e kıyasla belirtilme düzeylerinin ne oranda değiştiği incelendiğinde 2009’da ilk akla gelen marka olarak belirtilme düzeyini en fazla arttıran markanın, 11 puan artış ile Duracell olduğu, ardından Raid ve Calgonit’in takip ettiği görüldü.

Marka olmuş sanatçılar klasmanında, bu yıl İbrahim Tatlıses liderliğini Hülya Avşar ve Tarkan’a kaptırdı, Tarkan gençlerin ve erkek dinleyicilerinin desteğiyle zirveye yaklaşırken, Hülya Avşar kadınların favorisi oldu.

Son iki yıldır sorgulamaya dahil edilen “marka olmuş sporcu” sıralamasında yine Hakan Şükür ilk sırayı yer alırken, Arda Turan hızlı bir yükselişle ikinci sıraya yerleşti.

İLK HATIRLANAN MARKA

Tüketicilere hiçbir kategori hatırlatması yapılmaksızın akıllarına ilk gelen markanın hangisi olduğu sorulduğunda Arçelik en fazla belirtilen ve ayrışan marka. Adidas en fazla belirtilen ikinci marka; Ülker ise üçüncü marka olarak ortaya çıkıyor.

Arçelik’in zihin payını orta yaş, Adidas’ın ise gençler ve çoğunlukla erkekler oluşturuyor.


İlk akla gelen marka sorgulamasında Arçelik ilk sıradaki yerini korumakla birlikte, Adidas’ın belirtilme oranı dikkat çekici düzeyde artmış.


YAKIN HİSSEDİLEN MARKA

Tüketicilere kategori belirtmeden “kendinize en yakın hissettiğiniz marka hangisidir?” sorusu yöneltildiğinde Arçelik yine lider durumda. Ülker ise Arçelik’in hemen ardından geliyor, tüketiciyle yakınlık konusunda iki marka yarışıyor. Spor giyim markaları Adidas ve Nike bu iki markanın ardından geliyor.

Hem Arçelik, Hem de Ülker orta yaş ve üzerindeki halkla yakınlıklarını pekiştirmişler, Adidas ve Nike’ın gücü ise gençlerden geliyor.

İstanbul’un favorisi Ülker’ken, İzmir’in favorisi Arçelik. Kadınlar Arçelik ve Ülker derken, Erkekler spora ilgilerini ortaya koyuyorlar: Adidas, ardından Nike.

2009’DA PARLAYANLAR

Kategorilerinde 2009’da lider durumda olan markaların 2008’e kıyasla belirtilme düzeylerinin ne oranda değiştiği incelendiğinde 2009’da belirtilme düzeyini en fazla arttıran markanın, 11 puan artış ile Pil kategorisindeki Duracell olduğu görülüyor.

Böcek ilacı kategorisinde Raid yine 11 puanlık artışla ikinci yükselen marka, Calgonit ise 10.6’lık artışla onu takip ediyor.


KATEGORİLERE GÖRE LİDER MARKALAR

Her bir kategoride ilk akla gelen markalara bakıldığında, geçen yılın en çok belirtilen markası Nokia, yerini bu yıl Coca-Cola’ya bırakmış, onun ardından ise Nescafe ve Efes Pilsen geliyor. İçecek kategorisi bu yıl tüketici zihninde en tepede.

Kategori liderlerinin yerel marka-global ortaklı marka karşılaştırmasına bakıldığında, tüketici zihin payında yerel markaların payı %58, global markaların payı ise %42 düzeyinde gerçekleşti.

Kategorilerinde lider markalar olmalarına karşın belirtilme düzeyleri en düşük olan kategori ve markalara bakıldığında ise madeni yağlarda Shell, Deodorant’larda Rexona ve Duş Jelleri’nde Duru yer alıyor.
2010 Mayıs Ayı Tüketici Güveni Endeksi
2010 Mayıs ayında Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre %0,91 oranında arttı; Nisan ayında 85,80 olan endeks Mayıs ayında 86,58 değerine yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi ile Tüketicilerin harcama davranış ve beklentileri değerlendirilmektedir. Anket sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi’ nin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu göstermektedir.

Nielsen’in Global Tüketici Güven Araştırmasından Bulgular:

Nielsen’in Global Tüketici Güven Araştırmasından Bulgular:
Global tüketici güveni altı ay önceki 86 puan seviyesinden 92’ye yükseldi
* Tüketici güveni, araştırmanın yapıldığı 55 ülkeden 41’inde yükseliş gösterdi
* En fazla güven artışı kaydeden ülkeler: Tayvan (+4puan), Singapur (+11), İsrail (+10) ve Kolombiya (+9)
* Her üç tüketiciden biri, ev dışı eğlence, yeni giysiler ve yeni teknolojiler açısından harcamalarını artıracaklarını belirtiyor
* Tüketicilerin %58’i ülkelerinin ekonomik krizde olduğunu düşünüyor. Bu oran bir yıl önce %77 idi
* Türkler ekonomik krizi dünyadan daha fazla hissediyor

Dünyanın krizden çıkmaya başladığına dair güçlü belirtiler gösteren Nielsen Global Tüketici Güven Endeksi araştırmasının yeni sonuçlarına göre, global tüketici güveni 2010’un ilk çeyreği itibariyle 2007’nin 3. çeyreğindeki seviyesini yakalamayı başardı. Tüketiciler harcamaya başlayınca 2010 ilk çeyreği itibariyle endeks puanı altı ay önceki skordan 6 puan yükselerek 92’ye çıktı. 2009 yılı başında 77 puanla rekor düşüş kaydeden global endeks skoru, finansal piyasaların düzelmeye başlaması ile yükselişe geçti.

Tüketici güveni, araştırmanın gerçekleştirildiği 55 ülkeden 41’inde yükseldi. Güvenin en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla Hindistan (127), Endonezya (116) ve Norveç (115), en düşük olduğu ülkeler ise Litvanya (46), Hırvatistan (48) ve Portekiz (51) oldu. Yunanistan tüketicisinin güveni rekor bir şekilde 15 puan birden düştü.

Nielsen Global Tüketici Güven Endeksi çalışması tüketicilerin güvenini, başlıca endişelerini ve harcama potansiyellerini 55 ülkede 27,000 internet kullanıcısı üzerinden takip ediyor. 8-26 Mart 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen son çalışmada birçok ülkenin 2007 sonu – 2008 başı güven seviyelerini yakalandığı görülüyor.
Globalde ve Türkiye'de güven +6 puan yükseldi


Avrupa’da ekonomik şok tüketici güvenini düşürdü

Avrupa bölgesi toplamı iki puanlık yükseliş kaydederken ülkelere bakıldığında 28 ülkeden yedisinde tüketici güveninde düşüş görülüyor. Bölgedeki zorlu ekonomi gündeminin tüketicileri ne kadar tedirgin ettiği, İtalya ve Almanya gibi iki büyük ülkede tüketici güveninin üçer puanlık düşüşünden görülebiliyor. Borç krizi içerisindeki Yunanistan’da güven 15 puan birden düşüş kaydetti. Şok dalgalarının Avrupa ve Asyaya yayılması ve tüketicilerin güven ve harcamalarına negatif etki etmesinden endişe ediliyor.
Türkler ekonomik krizi dünyadan daha fazla hissediyor

Nielsen Global Tüketici Araştrımasına göre Türk tüketicilerinin güveni Aralık ayından bu yana 6 puan yükseliş kaydetti. Tüketiciler harcama yapmaya hazır olduklarını ifade ederken diğer yanda ülkenin ekonomik krizde olup olmadığı konusundaki görüşleri sorulduğunda %84’ü krizde olduğunu düşündüğünü belirtiyor (global ortalama %58). Ayrıca Türk tüketicilerin %63’ü önümüzdeki 12 ayda krizin sona ermesini beklemediklerini belirtiyor (global ortalama %48).

Türk tüketicisinin endişelendiği konuların başında %17 ile ekonomi geliyor. Ekonomiyi %13 ile borç ödeme , %12 ile iş yaşam dengesi ve %10 ile politik istikrar takip ediyor. Global ortalamadan farklı olarak işini kaybetme ve sağlık endişesi Türkler açısından üst sıralarda yer almıyor.

Araştırmanın geçmiş sonuçlarıyla aynı şekilde seyir izleyen bir başka gösterge, dünya ortalamasından farklılık göstererek, Türk tüketicisinin cebine kalan para ile borç ödemesi. Global tüketiciler temel ihtiyaçlarından arta kalan paralarını tasarruf yaparken Türkler borç ödediklerini belirtiyorlar.
Türk tüketicisinin ekonomik krizin etkilerini ile ilgili değerlendirmesi sorgulandığında tüketicilerin krizi dünya ortalamasından daha fazla hissettikleri görülüyor. Türklerin %84’ü ekonomik krizde olduğunu ve %63’ü gelecek 12 ayda krizden çıkılmayacağını düşündüklerini belirtiyorlar.

Butik ve Şato Şarapçıları Aynı Çatı Altında Toplanıyor.

“BUTİK VE ŞATO ŞARAPÇILARI AYNI ÇATI ALTINDA TOPLANIYOR”
Uzun yıllardır şarap sektörünün farklı basamaklarında başarıyla yer almış 3 isim, Şakir Akışık, Perran Arıbal ve Jean Luc Colin, ülkemizin en sorunlu sektörlerinden biri olan “Şarap Sektörü” ne bir açılım getirmesi ve yaşanan sorunları birlikte aşmak amacıyla “Birleşik Anadolu Şarap Üreticileri Platformu” adı altında, ortak akıl ve çözüm önerilerinin birleşeceği ve kazanıma döneceği bir birlik oluşturmak üzere yola çıktı.

Çeşitli ölçeklerdeki butik ve şato tipi üretim yapan şarap üreticileriyle birlikte hem üretim, hem pazarlama hem de satış ve dağıtım alanlarında bir güç birliği oluşturmayı hedefleyen platform, Türkiye’de şarabın kalitesinin iyileştirilmesi, dünyaya tanıtılması ve ihraç edilmesi yönünde de hedeflere sahip. Platforma katılacak firmaların azalan maliyetleri sebebiyle görülecek şarap fiyatlarındaki düşüş de, hem şarapseverlerin daha uygun fiyatlı şarap içebilmelerini sağlarken, satış ve dağıtım ağının genişliği de, bugüne kadar tüketici ile buluşamamış değerli şarapların da keşfedilmesine imkan sağlayacak.Bunların yanı sıra, platform tarafından önologlar eşliğinde şarapseverler, turizm sektörü çalışanları ve şirket çalışanlarına yönelik düzenlenecek seminerlerde, farklı marka ve üzümlerin tadımlarının yanı sıra yemek-şarap uyumunun teorik ve pratik alıştırmaları, tadım organizasyonları, yurtiçi ve yurtdışı şarap fuarlarına katılım, yine yurtiçi ve yurtdışı şarap turları organizasyonları da yer alacak.
Platformun şarapseverler açısından bir diğer avantajı da, bu birlik çatısı altında satılacak şarapların

-Standard bir kalite seviyesi

-Çevre koruma ve sosyal sorumluluk projeleri

-Sağlıklı ve hijyen şartlarında çalışmalar

-Stok kontrolü (stoksuzluk ve ürün muhafaza)

-Şeffaflık, dürüstlük (Kayıtlı çalışma, doğru bilgi)

-Fiyat /kalite dengesi
garantisi altında olduklarını belirten bir güvence etiketine sahip olmaları…

2010 Nisan Ayı Tüketici Güven Endeksi

2010 Nisan ayında Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre %1,24 oranında arttı; Mart ayında 84,74 olan endeks Nisan ayında 85,80 değerine yükseldi.

Tüketici Eğilim Anketi, tüketicilerin eğilimlerini ve beklentilerini ölçme amacına yönelik
dört alanı kapsamaktadır:

Kişisel Mali Durum:
Tüketicilerin satın alma güçlerindeki geçmiş 6 aya göre
mevcut durumları ve gelecek 6 aya ilişkin beklentileri, gelecek 3 aylık dönemde
borçlanma durumları, gelecek 6 aya ilişkin tasarruf etme beklentileri.

Genel Ekonomi:
Tüketicilerin mevcut dönemde geçmiş 3 aya göre genel
ekonomik durum değerlendirmeleri ve gelecek 3 aya ilişkin genel ekonomik
durum beklentileri, gelecek 6 aylık dönemde iş bulma olanaklarına ilişkin
beklentileri, mevcut dönemin tasarruf etmek ve dayanıklı tüketim malı satın
almak için uygunluğunu değerlendirmeleri.

Harcamalar:
Tüketicilerin dayanıklı ve yarı-dayanıklı tüketim malları ile eve,
arabaya, konuta ve konut tamiratına harcama yapma planları.

Fiyat Beklentileri:
Tüketicilerin gelecek 12 aylık dönemde fiyatlardaki değişimin
yönüne ilişkin beklentileri.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen Aylık Tüketici Eğilim Anketi ile Tüketicilerin harcama davranış ve beklentileri değerlendirilmektedir.
Anket sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi’ nin
100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum,
100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum,
100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu göstermektedir.

Birleşik Anadolu Şarap Üreticileri Platformu

ŞARAP SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM ANALİZİ VE ÇÖZÜM YOLLARI

Türkiye’de şarap cirosunun % 35’i 3 büyük firma tarafından üretilmektedir. Bu firmaların geniş ürün segmenti, satış – pazarlama - dağıtım ve destek ağlarının yeterli ve gerekli altyapıya sahip olması ve yaygınlığı, yapılan münhasırlık anlaşmaları gibi avantajları karşısında diğer çeşitli ölçekteki üretici firma faaliyetlerinin mevcut durumu aşağıdaki başlıklarla özetlenebilir:

1 Ağustos 2010 Pazar

Şarabı keşfetmek

Süre: 5 saat

Kısa süre içerisinde şarap dünyası ve şarap kültürü hakkında kapsamlı bir bilgi edinmek isteyenler için ideal bir olan bu seminerde, üzümler, bölgeler, önemli şarap ve üreticiler, şarap yapımı, saklama ve yemek-şarap uyumu hakkında temel bilgiler yanında, temel tadım teknikleri anlatılarak farklı 10 şarabın tadımı gerçekleştirilmektedir.

Bu seminerin sonunda, restoranda veya alışverişlerinde seçeceğiniz şarabın yemeğinizle uyumu, satın alırken ve saklarken dikkat edilmesi gereken noktalar, etiket okuma veya bulunduğunuz ortamda açılan şarap sohbetlerinde en azından konuyu takip edebilecek, kalitesini değerlendirebilecek bir bilgi düzeyine sahip olacaksınız.

Program:

Temel tatlar (atölye çalışması)
Aroma aileleri
Tadım tekniği
Eski -Yeni Dünya, yabancı çeşitler
Genç-eski şarap, Türk şarapları
Servis-Saklama-Satın alma
Şarap/Yemek uyumu
Kısaca Şarap Tarihi
Kısaca üzüm çeşitleri
Kısaca dünyadaki önemli üretici ülkeler

Diğer Seminerlerimiz:

Çikolata&Şarap
Yoğunlastırılmıs Tadım Kursu
Kırmızı Şarap Hakkında Hersey
Beyaz Şarap Hakkında Hersey
Amatör Şarap Üretimi
Şarapta Fıçı

http://www.anatolian-vineyards.com

Copyright Anatolian Vineyards 2010 Sitemizdeki yazılar izinsiz kullanılamaz

Üzüm bağlarının verimliliğini artıran akıllı robot

“Bu küçük robot 45 derece eğimli arazilere bile tırmanıp üzüm bağlarının haritasını dahi çıkarabiliyor. Bu aygıtı icat edenler bu durum...